Tarihin altın sayfalarında bir durak.
Konup, göçenlere taç olmuşsun Ceyhan’ım.
Tarifte aciz kalıyorum seni anlatarak.
Çünkü sen; Tarih içinde tarihsin Ceyhan’ım.
Misafir olanlarına her şeyini vermişsin.
Bitmez sermayeni ortaya koymuşsun
Değer vermeyenlerin de yaralarını sarmışsın.
Sen kıymeti bilinmeyen, bir incisin Ceyhan’ım.
Geçmişinde dönüm noktası altı ocak.
Kurtuluş savaşında toprak kana doyacak
Uyuyanlar da elbet bir gün uyanacak.
hak ettiğin yere geleceksin Ceyhan’ım.
Sende doğmanın bahtiyarlığına erdik.
Okullarında şekillendik, senle güldük
Hayatı sende öğrendik, sana bir şey veremedik.
Kusurumuzla kabul et, bağışla bizi Ceyhan’ım.
Kaç kaçı büyüklerimizden dinledik.
Bazen onlarla ağladık, korkup saklandık.
Bir köşede cayır cayır yananları seyrettik.
Sanki kurtuluş savaşını, senle yaşadık Ceyhan’ım.
Seni tanımak için tarihini bilmek yetmez.
Gönülden yaşamak, sevdalanmak gerek.
Birkaç bina ve yol ile imarın bitmez.
Uykuyu unutup, çalışmak gerek Ceyhan’ım.
Bayram herkesten fazla senin hakkın.
Acı bir dönemin sessiz şahidisin.
Sen hep bizim olarak kalacaksın.
Dünya var oldukça yaşayacaksın Ceyhan’ım.
18.12.2002
Ahmet Çelik
Ceyhan