Devlet olmak sıradan bir şey olmasa gerek, hele kendini ayakta tutamayan,vatandaşından korkan,insanına güvenmeyen devlet olamaz olsa olsa despot geçici bir yönetimdir.Devlet dediğin vatandaşı tarafından korunur,muhafaza edilir ,yerine göre yapılandırılır ve çağdaş normlarla dünyadaki varlığı hissedilir,kâle alınır.
600 yıllık ömrü olan bir devletin devamı olarak devletimizin en çok dünyada varlığı hissedilmesi gerekirken, ufak tefek meselelerle uğraşıp, iç sorunlarıyla boğuşup zaman kaybediyor, derken dünya nezdinde ikinci planda kaldığı gibi kayda değer bir başarı da elde edemiyor.Hele şükür son birkaç yıldır Meclis işlevini yerine getiriyor da bir umut oluştu halkta.Bu yazım da Meclisten aldığım cesaretin ürünüdür.
Peki ne yapmak lazım? Öyle ya, halk olarak daha çok şikayet ediyoruz; ama çözüm üretenler az. Öncelikle ve özellikle köylerden başlamak üzere halkımızı aydınlatmalıyız, sorunları yerinde inceleyerek,halkın yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz ,bu vesileyle topluma güven kazandıracağız.Devlet ,Hükümet ve Siyaset adına.Bu terimler önem kazandıkça kazanacağız.
Köylerin huzuru ilçenin huzurudur, ilçenin huzuru ilin huzurudur, ilin huzuru ülkenin refah, huzur ve başarısına katkı sağlar. Öyleyse ne pahasına olursa olsun bu artı değeri oluşturacak bir çalışma yapmamız elzemdir.
Devletin desteği, teşviki ve katkısıyla,
Valilik insan hakları komisyonları,
Barolar,
İl müftülükleri,
İl Tarım Müdürlükleri,
Üniversite Yönetimleri,
Bir araya gelerek, bir program çerçevesinde en ücra köylere dahi ulaşacak tarzda bir eylem planı hazırlanmalı ve ortak bir içerikle halk aydınlatmaya çalışmalıdır.
İçerik itibariyle
-Vatandaşlık hak ve ödevleri,
-Devlet ve hükümet kavramları,
-Dünyanın genel görünüm ve gidişatı,
-İnsan hakları evrensel beyannamesi ve AHİM,
-Kadın hakları,
-Aile planlaması,
-İnanç esasları,
-Veda Hutbesinin sunum ve yorumu,
-Tüketici hakları ve bilinçli tüketim,
-Sivil Toplum Kuruluşlarının önemi,
-Tarım ve Hayvancılıkta dikkat edilmesi gereken hususlar,
-Beşeri münasebetler….vb.
Bu çalışmaya tarihi bir ad vererek, ne pahasına olursa olsun bu çalışmayı yapmak gerek. Bence bu “Aydınlatma” sürecine “Halk Akademileri” adı verilebilir.Bu çalışmayı Sivil Toplumun gözetiminde yaparsanız daha yararlı olacağı kanaatindeyim Türkiye geneli için kaba taslak bir hesap yaptım, 100 milyon TL tutarında bir finans gerekir,Ancak böyle bir çalışmayla “nitelikli vatandaş” yetişir k,i paha biçilmez bir artı değerdir.
Nitelikli vatandaş,
-Sağlıklı düşünür,
-Kavga gürültü çıkarmaz,
-Zulüm etmez,
-Sağlıklı beslenir,
-Pek hastalanmaz,
-Üretken olur,
-Kanaatkar olur,
-İsraftan kaçar,
-Devletini, milletini düşünür,
-Hayata olumlu katkı yapar….vb.
İşte bu çalışmanın paha biçilmez oluşu buradan ileri gelir. Diyeceksiniz ki çok zor bir iş. Doğrudur, ama dirayetli bir vatandaş kitlesi oluşturmak toplum yararına en büyük artı değerdir.
Benden söylemesi,yetkililerin kulakları çınlasın,Meclisten kanun çıkarmak, huzur ve mutluluk için yeterli gelmiyor:vatandaşın ayağına gideceksin,selam verip duasını alacaksın,onunla hemhal olacaksın.En önemlisi de, salat, selam ve dua ile barışık olacaksın.Yoksa bu milletin gönlünü kazanamayız.Anlatılacak çok şey var,bu kadarıyla yetinelim.
Geleceği tasarlamak,vizyon sahibi olmak,yarını idrak etmek budur işte.Farklı ırk ve diller sorunu, Devletin ideolojisi,Kemalizm ve laiklik kavramlarına hamasi yaklaşmak; rijit,demode olmuş, ucuz savunma materyalleridir.Kanaatim bu.Yine de siz bilirsiniz.
E.KAYA
(
Medeni Toplum başlıklı yazı
Eyüphan KAYA tarafından
20.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.