Yeryüzünde insan nüfusu artarken dünyanýn ne kütlesinde ne de hacminde bir artýþ oluyor.
Yani dünyadaki yer altý yerüstü kaynaklarý atmadýðý gibi hatta peyderpey tükeniyor.Bunu fark eden insanlýk aleminin bilgili uyanýk kesimi daha iyi nasýl yaþarým sorusuna cevap ararken, kendine göre bir Ar-Ge çalýþmasý yörütmektedir.

Görünen o ki dünya nimetleri akýl zeka ve bilgi eþliðinde yeryüzünde yer deðiþtirebiliyor.

Liberal ekonominin ana kaynaðý olan kapitalist düþünce vicdan kavramýný bir kenara atýp, “Rabbena hepsi bana” edasýyla olabildiðince dünya nimetleri için cazibe merkezi olmak için gayret harcýyor,mücadele ediyor.Hatta bu uðurda savaþlar bile yapýlýyor.

Geliþmiþ dünya “acaba dünyanýn neresindeyiz?”sorusuna cevap bulmak için baþta OECD ülkeleri olmak üzere 57 ülkenin katýlýmýyla üç yýlda bir kýsa adý PISA olan Uluslar Arasý Öðrenci Deðerlendirme Sýnavý yapýp boynunun ölçüsüne bakýyor.Ýçerik itibariyle
-Okuma Becerisi,
-Fen Okur Yazarlýðý,
-Matematik Okur Yazarlýðý,
Olmak üzere devirli olarak uygulanýyor.
Bu sýnava 15 yaþ grubu öðrenciler girebilmekte olup katýlýmcýlar kura ile belirleniyor,yetkililer herhangi bir hile ya da prensip dýþý bir durum fark ederlerse ilgili ülke bir sonraki sýnava alýnmýyor, hatta Amerika bir kere bu cezayý almýþ bile.
Bu oluþum 1997 yýlýnda baþlamýþ iki binli yýllarda Türkiye de bu sýnavýn katýlýmcýlarý arasýnda yer almýþ, hala da devam ediyor, etmesinde fayda olduðuna da inanýyorum. Yaklaþýk olarak 5000 öðrencimiz bu sýnava katýlýyor, ancak 2003’ü bilmem fakat 2006 ve 2009 yýllarýnda yapýlan sýnavda OECD ülkeleri arasýnda sondan ikinciyiz maalesef.
2003 yýlýnda dünya ortalamasýnýn altýnda kalan Amanya’da kamu oyu müthiþ bir tepki göstermiþ meclis gerekli yasal düzenlemeyi yaparak öðretmenleri eðitimden geçirip,baþarýya katký yapmýþ ve 2006 yýlýnda tekrar baþarýsýný dünya ortalamasýnýn üstüne çýkarmýþtýr.
Her iki son sýnavda da birinciliði Finlandiya almaktadýr.Bu baþarýsýz PISA sonuçlarý ülkemizin bir numaralý gündem maddesi olmasý gerekirken, Ne Bakanlýðýmýz, ne eðitim sendikalarý ne de medyamýz kayda deðer bir tarzda bu baþarýsýzlýðýn nedenleri üzerinde durmuyorlar. Halbuki en önemli sorunumuz bu olduðuna inanýyorum, yarýn öbür gün Avrupa kapýlarý halkýmýza açýlýrsa bu baþarýyla dünyada varlýðýmýzý nasýl hissedebiliriz ki?
Bakanlýðýmýzýn gündeminde varsa yoksa öðretmen atamasý, yönetici atama ve yer deðiþtirmesi, rotasyon vesaire bunlar basit iþler bir sahayý merceðe alsa eðitim öðretim kalitesini eðitim emekçilerinden dinlese öðretmen kalitesini kontrol etse ve en önemlisi de öðretmenlik mesleðini kalite açýsýnda iyi bir yetiþtirme süreciyle olgunlaþtýra bilse asýl mesele eðilmiþ olur ama bunlar vitrinlik iþler deðil günlük siyasete faydasý yok . dünyanýn ilk on ekonomisi güçlü devler arasýna girebilirsiniz ama nitelikli ve mutlu vatandaþýnýz yoksa o çýkýþýnýzýn bir kýymeti olmaz. O ekonomiyi kabullenecek, idare edecek halk bize lazým.

Finlandiya eðitim öðretimi özerinde yapýlan araþtýrmalar ve edinilen bilgiler gösteriyor ki,
Fin eðitim sistemi:
* Öðrencileri çeþitli programlara ve okullara erken yönlendirmekten kaçýnmakta,
* Zorunlu öðretim süresince okul ve program çeþitliliðine izin vermemektedir.


Zorunlu eðitim müfredatlarý için merkezi olarak belirlenen çekirdek müfredat yerel düzeyde geliþtirilerek uygulanmaktadýr. Basit fakat etkili olarak nitelenen bu sistem anlayýþý, PISA’da ülkeler arasýndaki baþarý farklýlýklarýndaki deðiþimin temel açýklayýcýlarýndan biri olarak vurgulanmaktadýr

PISA Ulusal Proje Yöneticisi Arinen (2008), istatistikî verilerle desteklediði sunumunda Finlandiyalý öðrencilerin üstün baþarýlarýný açýklarken;
* Eðitime en yüksek harcamayý yapan ülkelerden biri olmadýklarýna,
*Yýllýk öðrenim saati bakýmýndan en az süre ayýran ülke olduklarýna/öðrencileri strese sokmadýklarýna,
* Ortalama sýnýf mevcutlarý sayýlarýnýn çok az olmadýðýna,
özellikle vurgu yapmýþtýr.
Ayrýca yukarýda da belirtildiði üzere, Finlandiya’da (uluslararasý okullar dýþýnda) özel öðretim kurumu /özel dershane bulunmadýðýnýn da altýný çizmiþtir.

Ona göre Finli öðrencilerin baþarýsýnýn temel nedenleri þunlardýr:
1. Serbestlik (Freedom)
2. Fýrsat Eþitliði (Equity)
3. Güvenlik (Safety)
4. Öðretmen Eðitimi (Teacher education)
Serbestlik, müfredatýn uygulanmasýndaki esnekliði;
fýrsat eþitliði, okul ve program çeþitliliðine gitmeksizin ayný eðitim olanaklarýný sunmayý, sýnýf içinde öðretmenin kendilerine dünyanýn sýrlarýný öðrenmede yardým eden bir büyüðü, arkadaþlar ise yarýþtýklarý birileri deðil iþ birliði yaptýklarý takým üyelerini;
güvenlik ise çocuklarýný okula gönderen velilerin onlarýn emin ellerde eðitim gördüklerini ifade etmektedir. Ayrýca öðrencilere sýnýf ortamýnda büyük bir sorgulama ve soru sorma özgürlüðü verilmektedir.
Öðretmen eðitimi ise aþaðýda özetlendiði üzere Prof. Kumpulainen tarafýndan ele alýnmýþtýr.

Öðretmenlik mesleðine yüksek bir statü atfedilen Finlandiya’da öðretmen eðitimi 1971’den beri üniversiteler tarafýndan verilmektedir. Üniversite eðitimi 3 yýllýk bakalorya ve iki yýllýk master olmak üzere iki dönemi içermektedir. Ýlköðretim ve branþ öðretmenlerinin aldýklarý eðitimin temel özellikleri þu þekilde sýralanmaktadýr:
1. Teori ve uygulamanýn birleþtirilmesi
2. Pedagojik ve konu alaný bilgisinin entegre edilmesi.
3. Öðretmenlerin, hayat boyu öðreniciler olarak görülmesi.
4. Öðretmenlik eðitiminin araþtýrma tabanlý olmasý.
Ýþte dünyanýn çalýþmasý, iþte bizim teranelerimiz, biz gereksiz yere birbirimizle uðraþýrken, dünya kendini idare edecek, baþkalarýna rehberlik yapabilecek adam yetiþtiriyor, medeni insan yetiþtirerek hem ülkesine hizmet ediyor hem de dünyaya katký saðlýyor.
Derdim konuþuyor ne yapayým,günlük polemikler beni tatmin etmiyor.
Selam ve sevgiler.
Eyüphan KAYA