Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkeleri vardır. Okullarımızda bunları öğrenmezsek bu vatanın evladı sıfatına konulmazdık. Her Türk evladı bunları öğrenecek, yaşayacak ve ilelebet yaşatacaktır. Ya da şöyle bir sözle muhabbete başlıyayım. Eski insanlar yani büyüklerimiz bizlere ne derdi bilirmisiniz. "Askerlik yapmayan, gurbet görmeyen ya da mahpus damına düşmeyen hayatın kıymetini bilemez" derlerdi.

Şimdi arada sırada liseyi bitirmiş bir öğrenciye herhangi bir ilkeyi sorduğumda rahat rahat cevap veremiyor. Cevap vermeyi boş ver. "Yahu amca bizi bunlar ilgilendirmiyor, sen yabancı dilden, bilgisayardan, ya da karnımızı doyuracak işten bahset" şeklinde cevaplar alıyorum. 

Devletçilik nedir ?

Milliyetçilik nedir ?

Cumhuriyetçilik nedir ?

Halkçılık nedir ?

Laiklik nedir ?

İnkilapcılık nedir ?

Bu ilkelerin tarifleri şu an benim anladığım kadarıyla tamamen değişti. Ya da hiç tarif etmeye gerek yok, tamamını ortadan kaldıralım da boşu boşuna uğraşmayalım. Yeni yetişen nesil bunlardan habersiz yetişiyor. Adamın bırak tarif etmesini, bir tek sözcük dahi söyleyemez hale gelmiş, üstelik de soruyu sorduğumuza bin pişman ettiriyorlar. 

Yukarıda tek tek yazmış olduğum ilkelerin yeni tariflerini merak mı ediyorsunuz ? İsterseniz hep beraber yeni tarifeleri yazmaya çalışalım. Ya da şöyle bir soru sorayım. Bu ilkelerin hangisi uygulanıyor. 

Aslında en kötüsü ne biliyormusunuz bir tek kelime dahi edemiyorlar. Ders konusu oldu mu sanki dilleri tutuluyor. Bu gençlerimiz birbirleriyle tek iletişimi pop müzik kalmış. Ya da vizyona giren bir filmi sor hemen cevap alırsın. Bilgi öğrenmek çok zorlarına gidiyor. Asıl bir türkü de dinleyelim de bakalım. "Bırak ya abi, sen kafayı mı yedin, hangi devirde yaşıyorsun" diyerek bir de kafa buluyorlar. Türk genci türküden nasıl nefret eder.

Abdullah Gündem hocamın dediği gibi öğretilmek istenilen bilgiler öğretilmiyor tam tersine günlerini boş işlerle geçirsinler ki güdülmeye mahkum olsunlar. Bu tür gençlik bir avuç akıllının emrine girerek her türlü vatan hainliğini yapmaya hazırdır. 

Bir Türk genci, hele hele de bir de polis olmuş kişi askerliği önlerinde dağ gibi bir sorun olarak görüyorsa vay bu milletin haline. Aklıma ne geldi birden. Bırak bu ilkeleri, hayata dair ne varsa her şeyin tarifini değiştirelim. 

Bu millete kurşun sıkanlar af edilip, millete kurşun sıkanlara karşı gelenleri de darağacına göndermek gibi bir durum. Ya da cebinde parası olmayan meclise giremez onlar idare edilecek hattında kalacaklar. Zenginler parasıyla idareci olacak, kendi menfaatı uğruna her türlü pisliği yapmaya hak kazanacak. Anayasa da zenginlerin haklarını korumaya devam etsin. 

Yirmi altı yıllık evliyim. Evde sigara içmemek için kahveye çıkarım. Çocuklar bari sigaradan etkilenmesinler. Kahvelerde de sigara içilmiyor. Kış kıyamet gününde kahvenin dışına çıkıp iki de bir sigara molasına geçiyoruz. Millette ister istemez hasta oluyor. Acaba bunların niyetleri herkesi hasta edip yandaş eczanelerden ilaç aldırmakmıdır.

Kısacası  en güzel inkilap pop müziğinin icadıır. En güzel devletçilik, devlete ait ne varsa satmaktır. Artık gerisini siz düşünün. Nasıl tarif yaparsanız yapın. Serbest önü açık. Ne yazarsan yaz. Aslında yazılacak çok yazı var ama değerli dostlarımın kafasını fazla şişirmek istemiyorum. Şimdilik hoşçakalın...


25.01.2011 

 
  
( 392- Tarifin Tarifi Değişti Artık başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 26.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu