SORU VE SORUNLAR (OLAYLAR OLMADAN ÖNCE ÖNCESİNİ BİLMEK)

 

1-Kanun niçin çıkartılır ?

 

Kanun mağdur olan vatandaşın mağduriyetini gidermek hatta mağdur olmasını önlemek için kanun çıkartılır.

 

2-Kanunlar şikayet üzerine mi işleme konulur ?

 

Maalesef şu an bu mantık üzerine işleme başlanıyor.

 

3-Kanunlar yurdun her yerinde aynı şekilde mi uygulanıyor ?

 

Hayır, bölge bölge değişik, hatta şehirler arası bile farklılık var.

 

4-Bir hükümet Bürokrasiyi neden aşamaz ?

 

Ya da bürokrasiyi aşmak zorunda mı ? Bürokrasiyi temsil edenler devlet memuru ise neden aşılmasın.

 

5-Kanunlar ceza kesme hususunda hangi kriterlere göre ceza kesiyor ?

 

Ceza kesme de bile bölgesel farklılıklar var. Kriteri düşünen yok. Adamın kaç para maaş aldığını dahi bilmiyor.

 

6-Devlet görevlisi mahiyetinde ki memura kanun yoluyla mahalle baskısı yapmaya yetkisi var mıdır ?

 

Burada devlet memuru kendini yetiştirmediğinden amirlerine karşı kendini savunamaz ve her söylenen emirleri yerine getirmek zorunda kalır. İşini bilen de amir falan dinlemez, hiç umursamaz bile.

 

7-Kanunlar vatandaşı suç işlemeye yöneltiyor mu ?

 

Adam ikinci el bir mobilet satın almış, daha evine götürürken yolda yakalanmış. Anlatıyor ama devlet memuru gördüğünü uygulayacak. Vatandaş mobilete 200 TL para saymış. Kask takmamak ve ehliyetsizlikten yiyeceği para cezası 800 TL. Adam emekli aldığı maaş 760 TL. Gel de çık bakalım işin içinden. Adam içinden kimbilir neler söylüyor. Keşke motoru almasaydım.

 

8-Beyanlar asılsız olsa da vatandaşın beyanını alacaksın ve hemen işleme koyacaksın mantığı nereden kaynaklanıyor ve bu işlem ne kadar doğru ?

 

2008 yılı verilerini ve istatistiklerini gözden geçiriyorum. Polis merkezlerine gelen şikayetçi konumunda olanlar sonuçta suçlu oranı olarak yüzde 73 suçlu olarak mahkemeler karar vermiş. Bu şikayet konusu olmadan bir danışma ve uzlaşma birimi kurulsa ve çoğu basit olayların daha mahkemeye gitmeden çözüleceği ortaya çıkmaktadır.

 

9-Polisin yorum yapma ve analiz etme yetkisi neden elinden alındı ?

 

Bunun tek açıklaması vardır. Türk Polis teşkilatının kanunları uygulamada bilgisi az, yanlış yönlendirmelere kalkışabilir. Madem teşkilat yetersiz bunun asıl nedenini açılayın. Okuma yazma bilmeyen çok insan bu teşkilatta görev yapıyor. Adam 20 yıllık polis olmuş halen bir tutanak tutmasını öğrenememiş.

 

10-Polis taktiklerinin vatandaşlar üzerinde uygulama sırasında çıkan olumsuz görüntülerin sonrasında polisin ne kadar aciz bir duruma düşürülmesinin özünde ne yatmaktadır ?

 

Başta medya olmak üzere, polis teşkilatına milletimizin bakış açısı çok önemli. Polisin yetiştirilme konumu göz önüne alırsak bu kabahat da devlete aittir. 6 ayda polis yetişir mi ?

 

11-Kanunlara ilk önce Devlet ve Hükümet olanlar uyması gerekirken kanunlar onlara niye işlemiyor. ?

 

Zaten kanunlar devletin ve hükümetlerin başında olanlara işlemiyor. Kafadan onların dokunulmazlıkları var. Bütün kanunlar garibanlar içindir. Zengine de kolay kolay işlemez.

 

 

Örnek olarak 11 maddelik soru ve sorunlar adı altında bir anket veya yorum sıraladım. Genelde baktığımızda bu soru ve sorunların altında ne yatmaktadır diye soru sorsam. Bir devlet memuru da çıkıp herhangi bir ankette ‘Devlet bilerek veya bilmeyerek bölücülük yapıyor’ şeklinde yazı yazmış olsa. Bu memur da biraz işini yapan ve kendini iyi yetiştirmiş bir memur olsa acaba nasıl bir soruşturma yaşanırdı.

 

Yukarıda vermiş olduğum örneklerin içinde devlet bilerek veya bilmeyerek bölücülük yapmıyor mu. Bir anket yapsak kimbilir millet neler anlatacak. Geçenlerde Güney Doğu da görev yapan polis arkadaşa bir soru sordum.

 

--Kahvelerde sigara kontrolü yapıyormusunuz ?

--Abi sen manyakmısın, sorduğun soruya bak, oralarda karakollarda terör ve trafik kazalarından başka hiçbir şeye bakılmıyor.

--O zaman polis batı da niye milleti sık boğaz yapıyor.

--Abi sen kaç yıllık memursun Allah aşkına

--Yahu kardeş kızma merakımdan soruyorum

--Bak abi oralarda birinci kural vatandaş hayatta şikayet etmez

--Doğru söylersin

--Karakola düşmek ayıp bir şey

 

Kısa bir muhabbette bölgesel farklılığın doğurmuş olduğu farklılığa bakın. Polis yöreye göre görev yapıyor. O zaman bu ayırımcılık olmuyor mu ? Oralarda yaşamak vatandaş için maddi olarak daha karlı.

 

--Oraya gidip bir dükkan açmak var

--Abi sen hakikaten delirmişsin

--Neden kardeşim

--Oralarda dükkan açmak senin haddine mi ?

--Peki oralardan gelenler buralarda dükkan açıyor

--Onlar açar, bir de üstelik geldiği yerin çevresine aynen doğuda ki gibi hakimiyet kurarlar, sen de oradan kaçmak zorunda kalırsın

--Yahu kardeşim bunların ne ayrıcalığı var

--Ağabi şu an ülkede onlar birinci sınıf vatandaş

 

Ben sordukça arkadaş içini dökmeye ve daha neler neler anlatıyor. Elektrik su parasından tut, okullarda ki eğitimden tut ne ararsan oralarda farklı. Düşünüyorum o zaman devlet oralarda başka buralarda başka. Bunun adına ne denir ? Devlet başka başka..

 

Gelin şu işi tatlıya bağlayalım. Hiç kusuruma bakmayın gelmiş geçmiş ne kadar hükümetler varsa bu durumun tek sorumlusu onlardır. Madem devletin başında onlar var. Devleti devlet gibi yapsınlar.Yaşanan gerçekleri görmezlikten gelerek her zaman olayları başka boyutlara taşıyıp milleti kandırırlar. Orada ki insanlara devletin, insanlığın ne olduğunu anlatamadınız ? Orada bulunanlar her zaman devlet ile terör arasına sıkıştı kaldı. Yukarı tükürsem bıyık aşağıya tükürsen sakal. Ne yapsın garibim.

 

İşi döndük dolaştık nereye bağladık. Bana göre olayların başlangıç noktasından evvel olayların nedenini çözecek birimlerin kurulması, bu birimlerin vatandaşı aydınlatması, bir şikayet konusu olduğunda hiç korkmadan mahkemeye gitmesini sağlamaktır.

 

Kadın ağlaya sızlaya polis merkezine gelir. Önce susturana kadar biraz çekeriz. Baktık susmuyor. Ağzımızı açmasak belki de sabaha kadar anlatacak. Bir sürü memur ve vatandaşların yanında susmak bilmiyor. Kendi meselesini başkaları duymasın diye memur sızlanırken, kadın suçunu örtmek için mağduriyet baskısını sürdürmeye çalışıyor.

 

--Yeter kardeşim bu kadar da olmaz, herkes duydu bak, şikayetin varsa ifadeni verirsin, çeker gidersin. Devlet gereğini yapar.

 

İfadeler alınır. Beyanlara bakarsan yerden göğe kadar haklılar. Onları dinleyen vatandaşlar da az kalsın ağlayacaklar. Hemen yerlerinden kalkıp gidip bulalım şu ırz düşmanını. Ben susuyorum. Memur arkadaşlarda kişileri tanımadıklarından olaya tek yönlü bakmaktadırlar. Polis merkezine gelen her olayın bir evveliyatı vardır. Trafik kazaları hariç. Ben her zaman olduğu gibi işin evveliyatı var mı diye bakarım. Doğru analiz etmek bu yoldan geçer. Tahkikat başlar. Herkes gider. Durum nöbetçi savcıya iletilir. Daha isimlerini söyler söylemez

 

--Yahu bu onların kaçıncı olayı

--Biliyoruz savcım ama ne yapalım, polis merkezine her gelenin beyanı alınmak zorunda

--Tamam gerekli işlemleri yapın evrakı ikmalen gönderin

 

Aradan birkaç saat geçmiş polis merkezinde eski vukuat raporlarına bakıyorum. Evveliyatta neler olduğunu araştırıyorum. Buldum ve okuyorum. Başımda yeni bir memur arkadaş. Ama dikkatli biri olduğu hemen anlaşılıyor.

 

--Abi bu

--Tamam evlat

--Vay anasını

--Şiiişt kendine gel

--Abi nasıl yuttuk

--Sen yuttun desek daha iyi olmaz mı

--Abi sana hayran kalıyorum

--Neden

--İnsanlar it kopuk da olsa, başkalarının yanında belli etmiyorsun

--Bak kardeşim her şeyin yeri zamanı var

--Öyle de bize bari yapma

--Ben polismiş, vatandaşmış ayırmam

--Abi yine aklımı karıştırdın

--Tamam uzatma bak işine

 

Bu kısa hikayeleri de anlattıktan sonra gelelim işin özüne. Şimdi ki yasa diyor ki polis her müracaatı alacak. Vatandaş ne derse yazacak. İşin doğrusunu, eğrisini mahkeme ayıklasın. İyi de mahkemeler her dosyayı taze pişmiş tavuk olarak bakar. Kişilerin ve olayların nedenlerine inmeden işlenen suçun cezai karşılığını anlatmaya ve ceza kesmeye bakar. Ya da işin evveliyatına girmeye kalkıştı mı duruşmalar artar. Ondan sonra vatandaş gitsin gelsin. Her kurulan mahkeme kimin aleyhine ve kimin lehine bunu düşünen var mı ? Vatandaş bunun bu yönünü düşünemez. Mahkeme de mahkeme. Polis hariç bütün görevliler harcırahlarını alır. Bu paralar kimin cebinden çıkar. Vatandaşın.

 

Onun için bu düzenin işleyişinde kimin karı varsa onların elinde dümen. Nasıl olsa bulmuşlar bir ırgat çalışsın. Yolunacak kaz da mübarek çok. Ben onu bunu bilmem eski günleri çok arıyorum. Hatırlıyorum polis merkezine intikal etmemiş bir sürü olayı yerinde infaz ettiğimi. Hiç de hatırlamıyorum olumsuz bir yönü olduğunu. Karşılaştığımızda her zaman

 

--Memur abi Allah senden razı olsun

--Memur abi sen diğer polislere benzemiyorsun

--Memur abi öl de senin için öleyim

 

Ben bu lafları çok duydum. Ne var arkadaşlar. Bak şimdi aklıma geldi. Daha önceleri yazmış olduğum bir yazıyı hatırlatmaya gerek duydum. Mevlana Celalettin Rum-i hazretlerinin insanlık adına söylemiş olduğu bazı sözler. Bu yazımı okuyan arkadaşlara peşinden bir de o yazıyı okuyun demek geldi içimden. Belki o zaman bağlantıyı daha iyi kurarsınız.

 

Hadi sağlıcakla…

 

13.09.2012

( 613- Soru Ve Sorunlar -olaylar Olmadan Önce Öncesini Bilmek başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 13.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu