çattık belaya yau,

meetdişde ki de soru mu hinci

köyde sanki memurluk mu var

öyle ya babam müdür,

            dokdur, polis-çavış filan olsa

köyde ne  işimiz var

hoca değil,

            muhtar değil,

            bekçi değil

çoban, galayçı,

nalba(n)t değil

öğretmen çocuğuna benzer bir halimiz de yok

ortakçılık desem olmaz

 

adam da beni bir göz hapsine almış ki

soluk alamıyorum,

şakaklarımdan aşağı ter boşandı

ne olursa olsun anasını satayın

babamın yıl boyunca olmasa da

yaz boyunca, her fırsatta

pirinden başlayıp, yeline

ya(ğ)mır dovasından başlayıp seline

            kadar sövdüğü

“ileşberlik”ten başka

            aklıma bir şey gelmeyo

bunu arkadaşlarım da benden beklemeyo

 

amma naçar en sonunda

ne olusa olsun anasına satayın

öyle de böyle de

sıra dayağından geşcez nasıl olsa

yüzüm kıpkırmızı

usulca

“-ileşber”dedim

sırtım üşüdü,

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ses soluk getdi

bet beniz atdıı

ağşamüstü ilamba pacası gırmışlayın

yerin dibine batmış vaziyette

bütün sınıf perli perişan,

öldük öldük getdik

sıra dayanı peşin yediğimiz için

bu sefte kesin bizi daha böyük bi felaket bekliyor

 

amma ne..

ö(ğ)retmen ebi-cetti yasakladığına göre

me(üf)etdiş kesin bundan nefret ediyo olmalı

belki bi ileşber tarafından başına bi iş geldi

ya da güce filen mi görüldü ki

yazık.. kimbili neye tiksindi

 

elhasılı kelam, biz fücceten[1] .oku yedik..

isder misin hinci

öretmen de dahil; meetdiş tarafından zıpıdılalım

nayeti belli..

hepiciğimiz sıra dayanın fevkinde bi cezayı haketdik,

hakgatan yaaa… mü(f)etdiş döğerseee

Allah beterinden saklasın, bak gör gari Alla(hı)m

Yarabbim bak gör gari

ne olacaksa olsun bitsin

alacağımız cezadan daha acısı bu işte

beklemek…

 

o.. birkaç saniye de olsa beklemek.. hani..

zobadaki çıtırdayan çalının bile sesi duyuluyo gari..

adam sakin, neşeli, yumuşak

“-ne güzel” dedi

“-rençber eker

değirmen un eder

fırın ekmek

annelerimiz yemek”

sınıf gülüştü

ama temkinli

 

“-köylüler buğday yetiştirmese

değirmenler neyi un edecek

fırınlar ekmeği neden yapacaklar

biz ne yiyeceğiz

değil mi çocuklar”


[1] fücceten / hücceten : aniden, birdenbire, burada topyekün anlamında kullanılmaktadır

( Köyde 23- Müfettiş E-ekmek başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 25.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu