Gönlünü bana aç eşsiz Aybastı’m
Şavkını yayarsın kara geceye
Görmek nasip oldu dünya gözüyle
Neler aktarsam ki sevda sözüyle
Ayrıyken yanarım hasret közüyle
Perşembe Yaylana kurban olurum
Böyle memleketi çok zor bulurum
Tertemiz havanı içten solurum
Yaşanmaya lâyık baharın, yazın
İliklere işler kışın ayazın
Tarımda gür çıkar elbet avazın
Gurbete gidenler düşer efkâra
Âdeta düşünür hep kara kara
Merhem olsa bile kapanmaz yara
Meyven ile sebzen yenmeye değer
Fındığın, mısırın lezizmiş meğer
Ömrümü uzatır tadarsam eğer
Buz gibi suların bahşeder şifa
Yediden yetmişe her kulda vefa
Adını yâd ettim bilmem kaç defa
Nasıl da gerilmiş muhabbet yayı
Zevkle seyrederim güneşi, ayı
Hoş melodi yayar Bolaman Çayı
Kalmayı istemem asla ırakta
Nice mânâ gizli dalda, yaprakta
Kullarının aklı kara toprakta
Biri kulağıma şarkı söylesin
Hayatım seninle devam eylesin
Ömer yokluğunu acep neylesin
(Kaderde beş buçuk yıldır öğretmen olarak görev yaptığım güzide ilçe Aybastı’dan Gölköy’e yönetici olarak atanmak da varmış. Hüznü ve sevinci bir arada yaşıyorum.)