Sinemdeki delikler bir türlü kapanmıyor
Çoktan vardım farkına, yaşamaktayım boşa
Öğrendim dudakların adımı pek anmıyor
İçilen hicrân zehri gider mi sence hoşa
Yuva kursaydım keşke o zülfünün telinde
Mutluluğa boğardın yaralı yüreğimi
Gül kokunu alırım yine seher yelinde
Güçlükle çekiyorum hasretin küreğini
Tat bırakmadı bende yazdığın hazin ferman
Düşüncelere daldım, muammadır akıbet
Yıllarca beklesem de veren olmadı derman
Sevda koğuşlarında tutuyorum hep nöbet
Yeşermekten acizdir kuşkusuz umut çölüm
Muhtaç kaldım suyuna, anlamıyorsun beni
Kurumaya yüz tuttu huzur zengini gölüm
Kulağını açıp da dinlemiyorsun beni
Canımı verecektim füsunkâr gözlerine
Merak bile etmezsin ruhumun melâlini
Dayanmak ne kadar zor kavuran közlerine
Düşlerimde görürüm ay gibi cemâlini
Sualime yanıt ver, zulümlerin reva mı?
Bulut üstünde idim, şimdi yere çakıldım
Vuslatı arzularım, işit artık duamı
Amansız hüzünlerin bak peşine takıldım
Aşkın bu derbedere hem ahirdir hem ezel
Bahtsız gönlüm sayende nice derde alışık
Hiç karşıma çıkmadı senin gibi bir güzel
Beklerim karanlığı yaracak parlak ışık