1. OYUN
ATAMASI GEÇ YAPILMIŞ ÖĞRETMENİN HABERİ
DEKOR:
MASA, SANDALYE, FOTOĞREF MAKİNESİ, ÇANTA, GAZETE
OYUNCULAR:
GAZETECİ
MÜDÜR
KENAN ÖĞRETMEN(DELİ)
ÖZGE ÖĞRETMEN
ALİ
ÇAYCI
I. SAHNE
(Müdür elindeki gazetelere bakarak oflar)
MÜDÜR: kızım bu gazeteye haber lazım. Burada pineklemeyi bırak ve çık haber getir.
GAZETECİ: patron elimizden geleni yapıyoruz.
MÜDÜR: kızım uzatma. Hadi git güzel bir haber getir gel.
II. SAHNE
Gazeteci sahnede dolanır. Köşede Ali oturmaktadır. Bir anda sahneye Kenan öğretmen girer. Ve sahneye doğru şöyle der.
DELİ KENAN: oğlum yapma.
ALİ: Kenan hocam ne oldu?
DELİ KENAN: bak yaramazlık yapıyor. Görmüyor musun?
( Ali gülerek başına sallar. Kenan devam eder)
DELİ KENAN: oğlum kaç defa söyleyeceğim sana yaramazlık yapma diye. Gel buraya.(biraz bekler) oğlum arkadaşlarınla iyi geçin. Yaramazlık yapma. Tamam mı? Sen akıllı bir çocuksun. (der ve sahneden deli hareketlerle çıkar)
GAZETECİ: ( Ali ye bakarak) Deli mi? bu adam.
ALİ: siz gazetecisin galiba
GAZETECİ: evet gazeteciyim. Ve acil bir haber bulmam gerekiyor. Yoksa işimden olacam.
ALİ: buyurun gelin oturun.
GAZETECİ: teşekkür ederim
ALİ: oğlum bize iki çay… Demek gazetecisiniz.
GAZETECİ: EVET
ALİ: bu ülke çok değişti. Öğretmenlerin itibarı pek kalmadı. Bunda sizde suçlusunuz.
GAZETECİ: anlamadım. Biz mi? Suçluyuz.
ALİ: yani sizde pek masum sayılmazsınız. Medyada o kadar basit haberlere yer veriliyor. Ancak öğretmenlerin sorunlarına hele ki ataması yapılmayan öğretmenlerin durumu pek verilmez.
Mesela az evvel ki sizin deyiminizle deli… Aslında bir öğretmendir.
GAZETECİ: nasıl yani
ALİ: evet. O bir öğretmen. Kenan öğretmen.
GAZETECİ: nasıl oldu?
ALİ: ne nasıl oldu
GAZETECİ: Yani nasıl deli oldu.
ALİ: Hele çaylarımız gelsin. ( sesini yükselterek) oğlum çaylar nerde kaldı.
ÇAYCI: Geliyor.(sahneye girer) Tavşankanı bunlar. Buyurun efendim.(gazeteci kadına bakar sonra Aliye kaş göz işareti yapar)
ALİ: arkadaşımız gazeteci
ÇAYCI: tabi. Bende reha muhtarın asistanıyım.(gülerek) Memnun oldum.
ALİ: kaybol
(çaycı çayı bırakıp uzaklaşır)
ALİ: evet nerde kalmıştık.
GAZETECİ: Kenan öğretmen veya deli
ALİ: Kenan benim çocukluk arkadaşımdır. Her şeyini anlatırdı bana. Üniversitenin ilk yılları özge diye biri ile tanışmış.
(Ali susar. sahnenin diğer tarafında masada özge, Cafer, Zeynep oturmuşlardır. Kenan sahnede elinde bir kitabı inceler)
CAFER: bakın benimde yeni sınıf arkadaşım.(der ve Kenan’a seslenir)
Kenan gelsene masamıza.
(Kenan masaya yaklaşır)
KENAN(DELİ ÖĞRETMEN): merhaba arkadaşlar.
ÖZGE: Merhaba. Buyurun oturun.
(Zeynep, Cafer de merhaba der)
ÖZGE: Sınıf öğretmenliğindesin demi?
KENAN: evet. Siz?
ÖZGE: Fen bilgisi
(diğerleri masayı terk eder)
ALİ: Kenan daha özgeyi gördüğü ilk gün ona aşık olmuştu. Zaten kısa bir zaman geçmişti ki ilişkileri başlamıştı. Artık gelecek planları yapıyorlardı.
(ali susar. Yanmasa Kenan ve özge el ele tutuşmuşlardır)
ÖZGE: Hayatım şu okul bir bitse ne güzel olacak. Aynı okulda öğretmenlik yapsak
KENAN: Bir tanem iyi diyorsun da önce kpss engelini aşmamız gerekecek. Onu aştık mı? Seni istemeye gelirler bizimkiler. Birde çocuk…
(özge Kenan’ın sözünü keser)
ÖZGE: hemen çocuk olmaz.
KENAN: okuldaki çocuklardan bahsediyorum. O temiz çocukların annesi, babası ve abisi olmak. Ne onur verici.
ALİ: Böyle hayaller kuruyorlardı. Sene sonu gelmiş kpss sınavına katılmışlardı.
(aynı masada Kenan söze girer. Özgeye bakarak)
KENAN: hayatım sınavın nasıldı?
ÖZGE: berbat. Senin?
KENAN: aynen
(özgede masayı terk eder. Kenan tek başınadır)
ALİ: dedi. Bir sonraki sene yine olmadı. Öyle ki hayallere kavuşmak hayalleşiyordu. Geçen sene tekrar sınava katıldılar. Sınav sonuçları açıklandığı gün.
( arkadan bir ses: Kenan kpss sonuçları açıklanmış der)
KENAN: Ne kpss sonuçlar mı açıklanmış.
(sahnenin arkasına koşar. Yüksek bir sesle Allah kazandım. Diyerek onayarak sahneye girer.
Sonra hemen özgeyi aramalıyım diyerek telefona sarılır. Sahne arkasından arama sesi verir. Açan kimse olmaz)
KENAN: Bu kızlarda hep böyle. En önemli zamanda açmazlar telefonu. Neyse bende o zaman annesini arayayım.
Alo. İyi günler.
ANNESİ:-----------
KENAN: nasılsınız
ANNESİ:---------
KENAN: efendim niye ağlıyorsunuz.
ANNESİ:------------
KENAN: Ne? Özge intihar mı etti. Durumu nasıl? İyi mi? Hemen geliyorum.
ANNESİ:-----
ALİ: Kenan varamadan özgeyi kaybetmişti.
GAZETECİ: peki özge neden intihar etmişti
ALİ: Siz hayaller kurun. Hayalinize tam kavuştum derken. Hayal kırıklığına uğrayın. Ne yazık ki öğretmenlerimize yeterince değer verilmiyor.
( sahneye tekrar Kenan girer. Seyircilere doğru)
KENAN: oğlum yaramazlık yapma.
( bunu söyleyerek sahneyi terk eder)
ALİ: İşte Kenan. İşte hayali yarıda bırakılmış bir öğretmen.
GAZETECİ: ben müsaadenizi isteyeyim. Bunundan daha iyi bir haber olamaz.
ALİ: müsaade sizin
(sahneyi ikisi de terk eder)
( müdür elinde birkaç gazeteyle sahneye girer. Peşinden gazeteci kız da elinde birkaç keğıtla peşinden girer)
GAZETECİ: Patron bomba gibi bir haberim var.
MÜDÜR: neymiş o haber
(elindeki kağıtları uzatarak)
GAZETECİ: buyurun efendim
(müdür inceler)
MÜDÜR: bu mu bomba gibi haber. Neymiş ataması yapılmamış öğretmenin hazin sonu.
Kızım bize ne öğretmenden. Böyle boş haber getirme. Bak Ajdar yeni bir albüm çıkarmış onun hakkında bilgi getir. Veya Ajda pekken bir daha estetik ameliyatı olmuş. Git bunlar hakkında bilgi topla gel.
(der ve salonu terk eder)
(gazeteci seyircilere doğru yaklaşarak)
GAZETECİ: ey bu ülkenin geleceğini inşa eden öğretmenlerim. Ben sizden kendi adıma özür dilerim.
( der müzik eşliğinde perde kapanır)