Zor vedâlar yığma mâhir, bitmesin gül mevsimi;

Kor cefâlar serme şâir, bitmesin gül mevsimi.

Meykeden sevdayla tütsün, tütmesin hicranla hep;

Yanmadan hiç süzme iksir, bitmesin gül mevsimi.

Zühreler mehtâba dönsün, dönmesin katranlara;

Şimdi aşksız serme Tâhir, bitmesin gül mevsimi.

Nefse zincir vurdurun siz, bağlayın şeytanları;

Kalpte artık kalmasın kir, bitmesin gül mevsimi.

Çağlatın dehrimde hikmet, hicri kırpın sofradan;

Köşke sık sık yığdırın pir, bitmesin gül mevsimi.

 

Süzmeyin hiç şehre fettan, inletin siz neyleri;

Şevke gelsin bülbülüm, gülsün gülün nur çiyleri.

 

Bağda sevdâlarla yansın, bozmayın bülbülleri;

Elde ülfetler dizilsin, süzmeyin bülbülleri.

Nur verenler zerk edip dursun cevâhirler bugün;

Gönlü sarsın, elde aşksız yazmayın bülbülleri.

Can getir hülyâna, deryan meşkle yansın durmadan;

Şehre dolsun gül derenler, çizmeyin bülbülleri.

Muştular gelsin, uyansın bağda tekrar neşveler;

Kahrı kırpın, gönle cansız dizmeyin bülbülleri.

Çağlasın şehrimde rahmet, mevsimim olsun bahar;

Hicre meftun olmayın hiç, üzmeyin bülbülleri.

 

Süzmeyin hiç şehre fettan, inletin siz neyleri;

Şevke gelsin bülbülüm, gülsün gülün nur çiyleri.

 

Şehre girsin neşveler, yığdırma buhran dillere;

Elde yazdır çâreler, ördürme hicran dillere.

Zerk edilsin gönle Ahmet, kahrı derman yapmayın;

Nurla dolsun sözlerin, sızdırma hüsran dillere.

Fasla girsin gözdeler, mecliste bitsin kaygılar;

Olmasın kül közlerin, dizdirme katran dillere.

Dağlatırken zikri mihrap, kalmasın gönlünde dert;

İnleyişler tütmesin, yağdırma nâlân dillere.

Mahyalar hikmetle yansın, leyle düşsün sevgiler;

Lebde gülsün sohbetin, yaktırma sûzân dillere.

 

Süzmeyin hiç şehre fettan, inletin siz neyleri;

Şevke gelsin bülbülüm, gülsün gülün nur çiyleri.

 

Canlarım canlar getirsin, elde yazsın Bâki’yi;

Olmasın bağrımda katran, gönle kazsın Bâki’yi.

Gönle girsin cemreler, faslında yansın şûleler;

Mâhirim hicran bitirsin, kalbe süzsün Bâki’yi.

Zerk edilsin şehre ülfet, susmasın mevsimlerim;

Mâha kasvet sermeyin hiç, leyle dizsin Bâki’yi.

Sâkiler hicranla meyler dökmesin Mecnunlara;

Gözdelerden gelmesin kor, dehre çizsin Bâki’yi.

Kavgalar bitsin, huzurlar handa toy kursun bugün;

Günlerim sevdayla tütsün, aşkla çözsün Bâki’yi.

 

Süzmeyin hiç şehre fettan, inletin siz neyleri;

Şevke gelsin bülbülüm, gülsün gülün nur çiyleri.

 

Leyle girsin huzmeler hep, kahrı yaksın kandilim;

Kalpte olsun ürperişler, zifri yıksın kandilim.

Doğmasın kasvetle mihrim, bayramım vuslat getir;

Leyle düşsün muştular hep, gönle aksın kandilim.

Çağlasın leblerde Rahman, secdegâhım ağlasın;

Tütmesin dert, câna candan aşkla baksın kandilim.

Âvizem rahmetle yansın, nûru örsün sûreler;

Bitmeyen sevdâlı derman bağra çaksın kandilim.

Yığmayın siz zorlu mâtemler bugün Pervâne’ye;

Kasra nurdan can umutlar şevkle soksun kandilim.

 

Süzmeyin hiç şehre fettan, inletin siz neyleri;

Şevke gelsin bülbülüm, gülsün gülün nur çiyleri.

 

( fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lün/)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

( Terci-i Bent ( Güller, Bülbüller Ve Diller ) başlıklı yazı pervane tarafından 3.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.