/Sihirdi sözlerimiz,
Buluştuğu an yenilenecektik…/

Yeni kelimelisinin izini
Aradığım kitaplarımın arasında,
Sakladığım gözyaşlarım bile yalnızken şimdi
Kurumuş mürekkebi eritemez susuzluğundan…
Ben önsözün hecelerinde anlamları yuvarlarken
Sen sonsözü bitirip de imzaladığında
Çoktan hasret bırakmıştın üç noktanın sevişmesini…

Oysa;
Felsefelerin tercihinde rotası,
Duygu sarmallığında mitolojiye
Sığınamaz aşk da…

Unuttun mu umar ömrüm,
Biz rollerimizle cebelleşirken sahipsiz bırakmıştık
Aşkı da…

/Sihirdi ellerimiz,
Tozu pembeye serecektik…/

Güneş batımında birleşecekti iki mavimiz
Usul usul erişecektin sularıma
Küçükken uydurduğum
Denizin güneşi sakladığı savına
Yeniden inanacaktım
İnandıracaktım belki…

Oysa;
İnanç bir garip sarsıntıydı sende
Ne inandın varlığına ne yok saydın
Gün geldi yeni bir masal yazdın
Gün geldi masallara kanmamı çocukluk saydın…

Unuttun mu hasret gözlüm,
Ben yüreğimdeki çocukla anlamlanırdım…

/Sihirdi tenimiz;
Aksi bir vakitte vuracaktık kıyıya…/

Sen ve ben inadımıza kapılıp
Ayrılırdık tam da orta yerinden denizin
Birimiz kuzey birimiz güneye savrulurken
Vurduğumuz kıyılarda susuz kalırdı denizyıldızı…
Hiç birleşemeyecek iki kayanın,
Ortasına akan şimal yıldızının hüznünü
Yakamozların şarkıları da dindiremezdi…

Oysa;
Geri dönmenin gururunu taşıyabilseydin
Beni doğduğumuz yerde
Sakinleştirecektin…

Unuttun mu yağmur gözlüm,
Denizleri yakamaz, zerrelerinde tükenirdi huysuzluğum…

/Sihirdik biz,
Saat on ikiyi geçtiğinde demlenecektik…/

Siyah bir atla gelecektin hapis olduğum kaleye
Gözlerinle öpecektin dudaklarımı
Hanım ellerinin kokusunda rüzgar,
Sana ürperen saçlarımı okşayacaktı türkülerin…

Hani;
Bütün kurallardan kurtaracaktık öfkemizi…

Unutma hasreti gözlerinden sevdiğim,
Uzattığım hayallerimi tutup da kırmızı kurdelesinden
Çekip aldığın an yüreğine
Aşkı da barıştırır derinliğimiz…

Geçmiş zamanı bırakıp da bir kenara
Şimdiye dönse ömrümüz
Avuçlarına sinse nefesim…

Bilmezdin ki,
Gönülsüz adımlarından bir şiir yazmak
Hasreti sana adamaktan daha kolaydı…

Söylesene,
Sihir değil miyiz biz?

Çekip al yüreğimi kara bulutlardan
Gerçeğe vuralım usul usul…


*****

04 Ekim 2009
( Vur Gerçeğe Usul Usul başlıklı yazı asli-kaya tarafından 4.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.