Malum seçim dönemindeyiz, bu yüzden birazda seçimlere, seçmenlere ve adaylara bakalım istedim. Siyasetten uzağım artık onun için seçim haberlerini internetten izlemeye çalışıyorum ve bu yüzden de olaylara objektif bakabiliyorum.

      Seçim süreci başladığı zaman, önce başkan adayları adaylık başvurusu yaptı ve onlar arasında çekişmeler yaşandı. Sonra her parti adayını açıkladı ve açıklanan aday rahat bir nefes aldı. Tabii açıklanmayan adaylar, her ne kadar üzülseler de belli etmediler ve gösterilen adayın yanında olduklarını açıklayıp eğer meclis üyeliğinde gözleri varsa, adayın yanında yer aldılar ve anlaşmalara başladılar. Diğerleri de birlik mesajı verseler de yavaş  yavaş kenara çekildiler. Sıra meclis üyeliklerine geldi. Parti yönetimindekiler partiye gelir getirme amaçlı herkese yeşil ışık yaktılar aday ol bakarız dediler. Buna güvenenler aday olmak için başvurularını yaptılar ve beklemeye başladılar. Bunun yanı sıra da kulis çalışmaları hızlandı. Vaatler, istekler, yerli yabancı ayrımı, sıralama seçenekleri….

      Anlaşmalar sıralamalar derken ortam iyice ısındı tabi. Bazıları verilen sözün sahibine güvendi adam gibi adam sandı ve sustu bekledi, bazıları ise araya hatırlı insanları koydu bekledi, diğerleri ise bire bir anlaşmalar yaptı. Ama kendilerini parti başkanlarından bile üstün görme zaafında olan yöneticiler bir yandan başka hesaplara başladılar. Eski başkanlar bir yandan bastırdı, yeni başkanlar bir yandan bastırdı, milletvekili başka bir koldan girdi derken, bir liste karmaşasıdır devam etti.

      Oy kaygısıyla öyle insanlara teklifler getirildi ki ben bile şaşırdım kaldım inanın. Bu insanlardan başka partiden olanlar mı dersiniz, zamanında partinin kuyusunu kazanlar mı dersiniz, parti ile uzaktan yakından ilgisi olmayanlar mı ararsınız, partiye değil hizmet etmek yolunu bile bilmeyenler mi dersiniz. Yok bu şu memleketli, yok bu şu partili derken karmakarışık bir liste yapıldı. Benim anlayamadığım nokta şu, ben şimdiye kadar o kadar oy kullandım ama meclis üyesi benim memleketlim diye değil, ya da şu meclis üyesi benim partili ama diğer partide meclis üyesi adayı ben o partiye oy vereyim diye değil. Bu düşüncelerimi birçok kişiyle paylaştım hepsi aynı düşüncedeler. Yani şimdiye kadar insanlar bir partinin ya da parti başkanının fikirlerine inanmış onu benimsemiş ve onun için o partiye oy vermiş. Zaten öyle bir duruma geldi ki memleketimin insanları o partiden o partiye geçen insanlara esefle bakıyor ve çok kızıyorlar. Onlara oy verecek olsalar bile, bu yüzden oy vermeyi düşünmüyorlar. . (Ama nedense partilerde başka görüşten insanlara daha bir kucak açma sevdası içindeler).

         Öte yanda insanlar, partileri için canla başla koşturuyorlar ve bu insanlar yüzünden gerçekten hak ettikleri yerlerde görev alamayıp, kırgınlıklar, küskünlükler yaşıyorlar. Sırf bu yüzden, gerçekten partilerine çıkar düşünmeden çalışan insanlar politika bize göre bir yer değil demek ki, partilerde bizim gibi çıkarsız çalışanların değil sırf kendilerini düşünen insanların yeri var deyip, kendilerini kenara çekiyorlar. O zamanda parti için gerçekten çalışacak insan arandığında, kimse bulunmuyor. Öyleyse neler yapılması gerektiğini parti yöneticileri iyi düşünmeli, ölçüp biçip, ona göre değerlendirmelerini yapmalı, her ne kadar bu imkansız gibi görünse de böyle yapmalı. Tabi yöneticilerimiz gerçek partili iseler ve o ruhu taşıyorlarsa… Gerçekten partileri için çalışan insanları oy kaygısı ile bir tarafa itip, gözleri hep başkalarında olursa, er geç kaybetmeye mahkum olduklarını görmeliler. O koltuklar kimsenin malı değil, mevkiler geçicidir. Sen kendi insanını gözet ki ,onlar da yarın senin arkanda olsunlar ,bu mantıkla hareket eden insanlar ,eninde sonunda kazanacaklardır. Diğerleri ise kaybetmeye mahkumdurlar. Bunları yakın tarihimizde hep yaşadık ve yaşayacağız da….

      Sizlere bu görevi gerçekten hak eden yöneticilerimizin olduğu, çıkardan, riyadan uzak, sadece şirin Ereğli’mizi düşünen, güzel Ereğli’miz için çalışan parti yöneticileri ve belediye başkanları diliyorum. Hoş kalın Hoşça kalın….

Saygılarımla


 

( Seçimler Ve Oy Kaygısı başlıklı yazı SakineBAHADIR tarafından 2.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.