Hiçbirinde bu kadar takatsiz değildi dizlerim. Göğsümde infilak eden, yaftası hüsran şarapnellerine direndi, hiçbirinde bu kadar titremedi dizlerim. Kaç boran usturasını sırtımda biledi…Kaç densizin yüzünde kaşlarım kilitlendi… Kaç göçebe sevda gece kondu, gündüz göçtü iklimimden ve kaç…Kaç…K a ç m a d ı m !


Tüm bunlar oldu, oluyor, olur ya nerden bileceksin?…

Geceleri, içimde insan tortularını yıkar diye, ya da bıkar ayak izlerimden de sana olan yolları açar diye, sırf bu yüzden geceleri, geceleri sırf bu yüzden kendimi sevindirdim…

Herkes uykusunu demlerken en koyu kıvamında ben, beynimin labirentlerine ne sorular çiviledim…Döne döne son gülüşüne attım kendimi kayalık bakışlarından…İntiharsa intihar de ! Nasıl olsa yokluğun geceden katran.

Nerden bileceksin ?…

Gözlerini en çok gören şehrimin tepelerini altıdan sonra bıraktım saymayı, en son sana çıkmıyor mu rakamlar? Tüm kediler bu yüzden, bu yüzden ben kadar seviyorlar geceye firarı ve önüme çıkıyorlar aklımda ağırlaşırken sözlerin. Bedenim yalpalarken ve sen çekiyorken toprağa ayaklarımı, çıkıyorlar önüme ! Bir; o kadar umursamaz…İki; sakin ve nankör…Üç; kaşlarıma dikip ateş gözlerini…Dört; himayene al beni ! Beş; nerden geçse tanırım kokunu…Altı; sevgini besle düşmem yakandan ! Yedi; belli olmaz gidebilirim ! Sekiz; sevdim…Dokuz; bırakma beni !

Gece dehlizinin kedi gözlerinde ölüyorum… Nerden bileceksin ?…


Caddeler neon ışıltısında avuturken kendini… Hey, size söylenen her şey yalan! Koca bir yalana karanlıkta kahkaha neden ? Gidin uyutun kendinizi ! Bu kervan konmaz, göçer ! Aşka dair her şey sizin uyandığınız an kadar !

Duymuyor kimse…Sesini yutmuş ve kendinden vazgeçmiş, sırça sığınağına hapsolmuş ayyaşlar irkiliyor önce.Taşıyabildiklerince başlarını kaldırıp kirli sakallarının altından acı gülümsemeleri beliriyor.Uyuşan beyinlerinden kim bilir ne eskiler geçiyor…Bense eskitmeden kendimi, seni bulmayı arıyorum…Nerden bileceksin ?…

Ve gece, asıp yüzünü bulutların çatallı dallarına ağıyor…Gün ağaracak birazdan ve ben ve kediler dokuz çıkmayan can bırakıp bu karanlık sokaklara, yapmacık günaydınlar dileyeceğim sokağın sadıklarına ve dokuz doğumluk sancılı yılgınlığımla aklımdan sökemezken gülüşünü, dudaklarımı müebbet çöl sürgününe göndereceğim. Nerden bileceksin ?…


Üşüyorum, kadavra bakışlar ısıtmıyor şehrin göbeğini…Ve ben, ezber tuttuğum bu şehrin taşlarını şiddetli bir sancıyla döküyorum avuçlarımdan. Bileklerimde, bükemediğim ve günah yüklediğim kaderin kızartısı… Saat üç ya da beş ya da seni kaç geçerse geçsin işte zaman! Birazdan gün sökecek gecenin perdesini ve caddeler tazyikli sularla arındıracak bedenini, yeni izlere meydan açılacak. Kediler, karın boşluklarını dinleyecek söndürüp göz fenerlerini…Ayyaşlar göz kapaklarını buruşturacak güneşe. Sokak lambaları, neonlar, yıldızlar göz yumacaklar gördüklerine…Senin gözlerin olmayacak tüm bunlar olurken… Üşüyorum…Sensiz öldürdüğüm bir gece daha sığmıyor ceset torbasına…Sığdıramıyorum ellerimi gecenin sessiz sığınağına…Üşüyorum…


Yok, yok olduramıyorum ! Öldüremiyorum kalbimin sabırsızlığını.Bu böyle devam ederse eğer…Sabahlara kadar devridaim adımlarım beni sana getirmiyorsa eğer, hep bir cinnet anında yitirmekten korktuğum aklımda, saniyede bilmem kaç çoğalacaksan eğer… Ve yokluğun, ayazda son nefesimi bu kadar çok çekiyorsa içine…Rakamlar, ayyaşlar, gölge pusumda acılar, neonlar… Ne onlar umrumda ne aşkı paçavraya çevirip kuru dallara asanlar ne de ciğerlerimin sökümünü bekleyen o kediler !

Adımlarım, ağırlığını senden alsa da, bu şehrin kör çıkmazına götürse de beni, yahut bıksa gece, bütün kuytulara musallat olsa kediler…Hatırlatsa kendini rakamlar, takvimler asılsa gözlerime, saatler batsa, çakırkeyf bir ayyaşın şişesinde tökezlesem...Kaç şair yakalasa bileklerimden, kaç şair yaksa kaleminin ucunu nefesimle, kaç mısrada adım adınsız yetimse ve kaç…Kaç…K a ç m a !

Öyle ya nerden bileceksin…Öyle ya da böyle tüm bunlar oldu, oluyor, olacak…Dönmezsen eğer…




15.8.09

Özlem Pala


Şair Hakan İlhan Kurt'un- Maltepe'de Kediler-isimli şiirinden ilham alarak yazdığım bir çalışmamdır.
( K A Ç M A / D I M başlıklı yazı ozlem--pala tarafından 31.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.