ÇOĞUNLUĞUN  BÜYÜSÜ
 
_ Neden böyle yapıyorsun ?
_ Herkes böyle yapıyor.
Yukarıdaki konuşmaya defalarca şahit olmuşsunuzdur. Acaba niçin böyleyiz ? Niçin herkesin yaptığı gibi yapmak zorunda hissediyoruz kendimizi ? Aykırı davranışlar neden bizleri tedirgin eder ? Çoğunluğun yaptığında apayrı bir güven hisseder, yapılanın yanlış mı, doğru mu olduğunu sorgulamayız.

Bir davranışın doğru veya yanlış olduğunu belirleme yetkisi her zaman topluma verilmemelidir. Daha önceki yazılarımda aklın yolunun bir olup olmadığını tartışmaya açmıştım. Toplum dediğimiz şey, nihayetinde tek tek fertlerin oluşturduğu bir kalabalıktır. Kalabalıklar ise her zaman kolaylıkla yönlendirilmeye meyillidir. Sosyologlar “sürü psikolojisi” diye bir kavramdan bahsederler. Bir koyun sürüsü, sürünün başındaki hayvan nereye giderse oraya gider, bu gidişin sonunda uçurum bile olsa fark etmez, hiç düşünmeden atlar. İşte bu davranış iki kelimeyle çok güzel ifade edilmiş : sürü psikolojisi. İçinde yaşadığı toplumun psikolojisini iyi tahlil edebilenler kitleleri kolaylıkla hedefleri doğrultusunda sürüklerler. Siyasilerin oy oranlarındaki dalgalanmalar ile tutumları arasındaki paralellik bunu en güzel bir biçimde ortaya koymaktadır.

Çoğunluk tarafından sürüklenmemenin tek çaresi sorgulama alışkanlığını kazanmaktır. Sadece sorgulamayı kendine alışkanlık edinenler doğru olan ile yanlış olanı fark edebilir.Bu fark ediş o kadar önemlidir ki hem idrak sahibini hem de o kişinin mensup olduğu toplumu kurtarır. Tarihi incelediğinizde bunun birçok örneğine rastlarsınız. Öncelikle Allah tarafından gönderilen peygamberler tek başlarına çevrelerindeki şirkle ve ahlaksızlıkla mücadele etmişler, insanlığı kurtuluşa çağırmışlar. Kimsenin fark etmediği ilmi hakikatleri keşfeden müstesna kişiler, başlangıçta deli olarak kabul edilmişler; ancak daha sonra kendilerini dahi ilan etmişler.”Dünya dönüyor.” diyen Galileo’nin çoğunlukçu papazların elinden nasıl kurtulduğunu hepimiz işitmişizdir. Avrupa’daki reformunun ve Rönesans’ın başlatıcısı, çoğunluğun dışında kalan sınırlı sayıda bilim adamı olduğunu da herkes bilir.

Herkesten farklı bir doğruya inanmak, aynı zamanda büyük bir fedakarlıktır. Bakarsınız en yakınlarınız size “Niçin sen de herkes gibi yapmıyorsun?” diye tepki gösterir. İnsanın yürüdüğü yolda yalnız kalması kolay değil. Sabırlı olmak lazım. Mücadeleniz sonunda bir şeylerin güzelleştiğini gördüğünüz zaman “Çektiğim sıkıntıya değmiş.” diyeceksiniz. Değişim her zaman sancılı ve yavaş yavaş gerçekleşir. Yıllardır belli alışkanlıkları devam ettiren insanlara birden “O düşünce ve davranışlarınız yanlış.” dediğiniz zaman karşınızdakiler “Bütün bu yüzlerce, milyonlarca insan yanlış yapmış olamaz.” diye tepki gösterecektir.

Bugünlerde bütün yurtta yılbaşı gecesinin kutlama hazırlıkları yapılıyor. Yılbaşı kutlamaları, bizim değerlerimize aykırı bir etkinlik. Ne yazık ki tüm Türkiye bu günü neredeyse milli bir bayram gibi kutlamaya hazırlanıyor. Hatta milli bayramlara göstermediği özeni bu güne gösteriyor. Daha da üzücü olanı Diyanet İşleri Başkanlığın bile onaylamadığı piyango oyununa “milli” sıfatı yakıştırarak tüm ülke hep birlikte bir yanlışın peşinden sürükleniyor.

Bütün bunlara karşı çıkmak ve bütün bunlarda uzak durmak istediğinizde “aykırı” kabul ediliyorsunuz ve çoğunluğun keyfini kaçırıyorsunuz. “Herkes eğlenirken eğlenmemeyi tercih etmek, doğru bir seçim değil.” deniliyor size. İşin bir de nefse hitap eden tarafı var. Her ne kadar değerlerimize aykırı bir kutlama olsa da, eğlenceli bir etkinlik bu. Eğlenmekten vazgeçmek kimin işine gelir? Demek ki insanın doğru bildiğini yaşaması bazen kendiyle bile mücadele etmesini gerektiriyor, kendi istek ve arzularıyla… Bunlardan da anlaşılıyor ki sürü psikolojisinden kurtulmak için sadece içinde bulunduğumuz toplumu değil, kendimizi de sorgulamalıyız; çünkü bir yanımız hep "sürü" olmak isteyecek.


( Çoğunluğun Büyüsü başlıklı yazı AbdullahGndm tarafından 30.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.