Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 8.07.2017
Okunma Sayısı : 1311
Yorum Sayısı : 1



Bektaşi  babasının  camiden  çıktığını  gören  bir  softa  sormuş.

-Namaz  kıldığını  gördüm  ama  abdest  almış  mıydın  sen?

Baba  erenler  cevap  vermiş.

-Yooo,  abdest  filan  almadım.

Softa  köpürmüş.

-Bre  zındık !  Abdestsiz  namaz  olur  mu?

Baba  erenler  yapıştırmış: 

-Valla  ben  kıldım,  oldu.  Demek  ki  oluyormuş.

İşte  '' Yollarda  yürümekle  adalet  aranır mı?''  Sorusunun cevabı aslında  budur. Vatandaşa  göre  oluyorsa  ister  yolda  arar,  ister  dağda,  ister  denizde,  ister  gök  yüzünde. 

Peki  canı  nerede  isterse orada  adalet  arar  da  aradığı  o  adaleti  bulabilir  mi?

İşte  asıl  soru  bu?

Öncelikle  istenen  ve  beklenen  nasıl  bir  adalettir?  

Neyse...Oraya  fazla  girmeyelim.  Oldukça  netameli bir  konudur  çünkü. 

Çünkü  bu  ülkede  herkesin  kendine göre  bir  adalet  anlayışı  vardır  ve  en  doğru  adalet  anlayışı  da  kendisininkidir.  Yani  insanlarımız  tarafından  benimsenmiş  ve  kabul  görmüş  ortak  bir  adalet  anlayışı  yoktur. Hukuk  denen  mefhum  ise  zaten  asla  sahip  olmadığımız,  olamadığımız  bir  kavramdır. 

Eee  neye  dokunalım  o  halde?

9 Temmuz'da  sona  erecek  bu  yürüyüşten,  yürüyenler  nasıl  bir  sonuç    elde  edebilirler?

Yani  bu  insanlar  yürüdü  diye  hükumet  açlık  grevinde  ölme  noktasına  gelmiş  olan   iki  öğretmen  için  ''Ay  yazık  yaaa.  Bak  bu  güne kadar  hiç  farkında  değildik  bu  insanların  ölmek  üzere  olduğunun.  Sağolasınız.  Siz  yürüdünüz  de  farkına vardık.  Hemen  görevlerine  iade  ediyoruz''  mu  diyecek?

Hapisteki  milletvekili  için  ''  Ulan  kim  tıktı  o  adamı  içeri?  Hay  Allah  razı  olsun  sizden. Yürüdünüz  de   sayenizde  öğrenmiş  olduk.  Hemen  çıkartıyoruz''  mu  diyecek?

Veyahut  da  ''  Ya  arkadaşlar ! 16  Nisandan beri   vicdan  azabından  uyuyamıyorduk.  Referandumda  hile  yapmıştık  aslında.  Siz  yürüyünce  ne  büyük  bir hata  yaptığımızı  gördük.  Haydi şimdi  biz  istifa  edelim.  Sonra  size  destek  verelim  ve  parlamenter  sisteme  tekrar  geri  dönelim''  mi  diyecek?

Suriyelilere  ''  Sektirin  gidin  lan  gavatlar.  Benim  vatandaşlarım  sokaklarda  aç  biilaç  dolaşırken  siz  sahillerde  g.t  büyütüyorsunuz.  Ebenizin  damına  kadar  yolunuz  var.  Geberin  mına  godumun  evlatları.  Defolun  ülkemden''  mi  diyecek? Ki artık  bunu  demelerine  de  gerek  kalmıyor.Hamiyyetperver  vatandaşlarımız  hallediyor  o  işleri.  Sakarya-Kaynarca'da  yedi  aylık  hamile  bir  Suriyeli  kadına  on  on aylık çocuğunun  gözleri  önünde  tecavüz  eden  iki  kahraman  vatan  evladımız (!)  daha  sonra  hem  hamile anneyi  hem  de  on   aylık çocuğunu  başını  taşla  ezmek  suretiyle  bu  musibetten(!)  kurtulmamızın    en  önemli  adımlarını  atmış  bulunuyorlar

Asgari  ücret  1400  Tl  den  4400  Tl  ye  mi  yükselecek?   Kişi  başı  milli  gelirimiz 100  Bin  Euro  mu  olacak?  

'' Biz  terörü  bitiremiyoruz.  Gelin  siz  bitirin''  mi  diyecekler?

Fetöcü  olmakla  suçlanan  her kim  varsa  serbest  mi  bırakacak?

''  Bir  sürü  köprü  yaptırdık  ama  üzerinden  yeterince  geçen  olmadığı  için  her  gün  devlet  kasasından  on  binlerce  dolar  uçup  gidiyor.  Bu  köprüleri  size  devredelim,  siz  de  tamamen  beleş  hale  getirip  vatandaşı  rahatlatın''  mı  diyecekler? 

''Arkadaşlar !  Biz  bu  adalet  işlerinden  anlamıyoruz.  Bunu  size  bıraksak  da  siz  dizayn  etseniz  nasıl  olur  acaba?''  mı  diyecekler?  

''Gelin  oturup  konuşalım.  Sorun  neyse  birlikte  çözelim''  Mi  diyecekler?

Yani  gerçekten  de  ciddi  ciddi  merak  ediyorum.  9  Temmuz  2017  Tarihinde  bu ülkede  ne  değişecek?

Ancak...

Bu  ülkenin  ana  muhalefetinin  başındaki insan  ve  ona  inanan,  gönül veren  bu  kadar  insanın  ''Maksat  spor  olsun.''  diye  yürümedikleri  de  kesindir. Yani  neticede  bunlar  yaşını  başını  almış,  belirli  bir  hayat  ve  siyasi  tecrübeye  sahip  insanlardır.  Elinde  olta,  bir  otelin  yüzme  havuzunda  ıstavrit  avına  çıkmış budalalalar değillerdir. Mutlaka  bir  beklentileri  olmalı  değil mi?  Yani  420 Km  yol  az  buz  bir  yol  değil.  İşte o  beklenti  ne  onu  merak  ediyorum.  

Merak  ediyorum  etmesine  ama  öte  taraftan  bir  durum  da  gözümden  kaçmıyor  tabii  ki

Mesela  muhalefetin  anası içinde  16  Nisan  2017  den  hemen  sonra  başlayan  ''  Başkan  İstifa ''Sesleri  bu  yürüyüşle  bıçak  gibi  kesilmiştir.

Muhalefetin  anası,  kimlerin  yanında  olduğunu  görmüştür  ki  bu oldukça  önemlidir  zira  2019  da  Cumhurbaşkanlığı  seçimleri  var.  Ancak  bu  noktada    eskiden  ''Hedef  Turan,  rehber  Kur'an''  şimdilerde  ise  sadece ''Hedef  Turan''  diyenlerle  '' Biji  Kurdistan''  Diyenlerin  aynı yürüyüşe  destek  vermeleri  oldukça  ilginçtir. 

Muhalefetin  anası    Türkiye'de  iktidar  olanlara  değil  ama  gerek  yurt  içinde  gerek  yurt  dışında  pek  çok  mahfillere  sesini  duyurmuş,  Türkiye'de  adaletin  olmadığı  konusunda  onlarda  zaten  var olan  kanaati  daha  da  perçinlemiştir.Yani  bu  gün  iktidar  istediği  kadar   AB  ye  ve  ABD ye  ''  Bizim  ülkemiz  en  adil  ülkedir.  Siz  kendinize  bakın '' desin  bunun  bir  kıymet-i  harbiyesi  kalmamıştır  zira  o  ülkelerin  cevabı hazırdır: ''  Ulan  oğlum  sizde  adaletin  olmadığını  biz  değil,  sizin  ana  muhalefetiniz söylüyor.  Daha  ne  laga  luga  yapıyorsun?''  Dediklerinde  söylenecek söz  de  kalmamıştır. 

Efendim  bu yürüyüş  bir  Gezi  eylemine  dönüşür  mü?  

Hiç  sanmam.  Öyle  bir  niyet  olsaydı  daha  yola  çıkıldığı  gün  Türkiye'nin  her  tarafında  eylemler  başlardı.  Ama  yine  de  bazı  provakasyonlar  sonucunda  ''  Hiç  olmaz ''  demek  de  mümkün  değildir.  Yalnız,  Allah  korusun  yeni  bir  Gezi  eylemi  yaşatılmaya  kalkışılırsa  o zaman  çok  kötü  olur.  Zira şu anda  demokrasi  nöbetleri  de  başlatılmış  durumda.  Yani  Gezi  Ruhu  ne  kadar  sokaklarda  olacaksa,  Yenikapı  Ruhu da  aynı ölçüde  sokaklarda  olacak.  Bu  çok  ama  çok  tehlikeli  olur.  Lakin  ben  bunu  oldukça  zayıf  bir  ihtimal  olarak  görüyorum.

E  o  zaman   420 Km  yol  boşuna  mı  yürünüyor?

Pek  de  boşuna  değil.

AB  ve  ABD nin  - istedikleri  zaman kullanmak  üzere-  ellerinde  bir  kozu  var  artık:  '' Türkiye'de  adalet  yok  o  halde  aynen  Mısır'a,  Irak'a,  Afganistan'a ,  Suriye'ye  getirdiğimiz  gibi  Türkiye'ye  de  adalet  getirelim'' Diyebileceklerdir  rahatlıkla.

Allah  sonumuzu  hayr  eylesin.

( Yol Yürümekle Adalet Aranır Mı? başlıklı yazı Sami Biber tarafından 8.07.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.