Bitmiyor istekleri insanoğlunun... Hırslarını da dizginleyemiyor çoğu
kere... Bir evin var oturacak, üç tane daha olsun... Bir de yazlığın olsun, ona
da tamam. Antalya'da var, Fethiye de, bir tane de Marmaris'de olsun... İki tane
iş yerin var, şube sayısını arttıralım, beşe altıya çıksın. Nasıl olsa fazla
mal göz de çıkarmaz can da çıkartmaz...
Beylik bir laf vardır bilirsiniz ''Tüketim toplumu olduk.'' derler. Doğrudur,
ancak üretim olmadan tüketimde olmaz... Eski zamanlarda insanlarımız sanki daha
kanaatkardı gibi gelir bana, gibisi fazla öyleydi... Şimdi ki bebelere
bakıyorsunuz hepsi marka tutkunu... Ayakkabılar o tanınmış firmadan, kazaklar
gömlekler başka tanınmış firmadan. Analarınız, babalarınız da marka mı
bilirlerdi? Anneleri, babaları ne alırsa onu giyerlerdi...
Markete giriyorsunuz neskahve alacaksınız, on tanesi bir arada. Çorap
alacaksınız beşli paketler halinde... Tuvalet kağıdı alacaksınız altlı ve on
ikili halde idi, şimdilerde yirmi dörtlü otuzlu yapıyorlar nerede ise...
Kardeşim yirmi dört tane tuvalet kağıdını ben altı ay da bitiririm yahu! Hadi
iki ay sonra öldüm gittim...
Zamanı da hızla tüketiyoruz, dostlarımızı da, sonra da olan bize oluyor, devayı
psikologlarda psikiyatrlar da arıyoruz... Devletler ve devletlerin başında ki
buzdolabı suratlı devlet başkanları da böyle... Onlarda kendi insanlarını
tüketiyorlar... Bilirsiniz İngiltere'ye atfedilen bir deyim vardır ''Üzerinde
güneş batmayan imparatorluk.'' derler... Yani elinize aldığınız o dünya
atlasının ta en doğusundan, ta en batısına kadar sömürgeleri olmuştur
zamanında... Dünyayı versen doymazlar, daha daha derler hep. Başka gezegenlerde
başka ülkeler varsa oraları da ele geçirmeye bakarlar... Oysa paylaşmak
dünyanın nimetlerini, hem de kardeşçe ne kadar güzel ve anlamlıdır...
Herkes daha fazla ilgi, daha fazla sevgi bekliyor karşısındakinden... Peki sen
ne yaptın kardeşim bir birey olarak, kendi toplumunu sevmek için, diğer
insanları sevmek için? Ben, ben, ben deyip durdun. Karşında ki insanın
fikirlerine değer verdin mi? Halbuki insanların bilmesi lazım ''Paylaşıldıkça
çoğalan tek duygu yoğunluğu sevgidir.''
Kıskançlık da insanı yiyip bitiren duygulardan birisidir. Onun şusu busu var,
benim niye yok? Oysa tevekkül içinde olan bir insan da kıskançlık olmaz.
Tevekkül tam bir teslimiyeti gerektirir, kadere rızayı gerektirir... Seksen
tane fabrikası olan adam da, bir tane kulübesi olan adam da en nihayetinde
ölecektir... Ölüm Hayatın en büyük hakikatlerinden birisidir... Daha fazla
sevgi isteyelim, daha fazla iman isteyelim Rahman'dan, daha fazla maneviyatımız
tabi ki olsun, daha fazla sabırlı olalım. Ancak daha fazla mal mülk, para, sizi
bilmem, bana çok da lazım değil. Namerde muhtaç olmayalım yeter...