Hangi müebbedin müdavimi isem?

 

Solumun dağarcığında bir töhmet; bir sanrı aslında sanıp da sandığımdan dökülenler.

 

İzafi de duygular: eh, olsun o kadar belki de körebe oynamanın özlemi gibi ya da gerçeklerin izdüşümünde yanınızdan ayrılmayan kim ise.

 

İçtiğim iksir belli ki alerji yaptı yoksa durduk yere neden kalem kurdeşen döksün?

 

Polenler salınırken ve arka arkaya hapşırırken.

 

Kanatlarımı yolma istemiyle oturdum ama kıyamadım aslında kıyanlara da kıyamadım ve sessizliğimin huzurunda Yaradan ile dertleşiyorum elbette O’nun varlığına binaen benim varlığımın da yeknesak gidişatta neye denk düştüğünü henüz bilemezken.

 

Ayrımcı suretler var aslında ayrık otu kimisi ve gölgelerin emrine yenik düşen karanlığın notaları ve hep aynı tondan çalıyor:

 

Gidenlerin gelmediği aslında kimsenin de gitmediği aslında kimsesizliğin çukuruna gözyaşı dökerken ve sularken mezar taşını o boş çukurun.

 

İhbar etme istemiyle doluyum sanrılarla muhatap olduğum da değil üstelik. Tüm gerçekleri bilfiil gözlemlediğim ve niyetlerine vakıf olduğumu bilinmezliklerle dolu cafcaflı sunumlar.

 

Aşkın ibaresi bazen şaşkınlığa iz düşüyor ve ayak izlerini takip ediyorum yüreğine sevgi koyan kim ise asla da ayırım yapmadan kim ise kendime yakın hissettiğim.

 

Kocaman bir fiyasko tüm olup biten.

 

Mahşerin kayıp atlılarına fısıldarken oturduğum koltuktan düşüyorum ne de olsa içimin izdihamı bana kök söktürüyor ya da köklerim bu kadar sağlamken ben körü körüne inanıyorum.

 

Devasa çukurlarda açmayı bekleyen umutlar var: bingo.

 

Sihirli sözcükleri ararken içinde kaybolduğum TDK sözlüğü aslında hayatımın ilk çeyreğinde Türkçeyi ikinci plan atıp ikinci ve üçüncü dil peşine düştüğüm sonra da benim peşime düşenler.

 

Bir temenni dillenirken içimdeki lügat sadece ‘’ben’’ dilinde bir çeviri yapıyor.

 

Anlattıklarımı anlayacak olanların ikinci bir ben olma ihtimalleri olmadığı gibi benim de illa ki birilerine benzeme şansım yok aslında böyle bir isteğim olmadı asla olmaz da.

 

Nizamı belki de dünyanın ve iz düşen o sarkaç.

 

Israrcı kimi zaman ve bazen tutuk, elyaf bir hüzünle sırıtanlara gününü göstermek adına hıçkırıklarını sahiplenen yine de göstermeden usul usul başını okşarken acılarının.

 

Anlatılamayanlar nasıl dile gelecek peki?

 

İşte ihbar ettiğim iç sesim ya da iç sesimin ihbar ettiği o duygu fay hattındaki çatlak sesler.

 

İzafi bir varlık kimi zaman anlatmakla yükümlü olduğum belki de şerh düşmek geçen zamana hatta her günü kayıt altına almak günün peşi sıra dilimlenen varlığınızla kendinizi koruma altına aldığınıza dair de bir itiraf belki de söz savunmanın, deyip hayatın ihbar ettiği o ben dilinizi tüm yüreğinizle savunmak ve hayat sizi savunmazken siz hala hayata yenik düşmenin verdiği sıkıntıyı yok sayıp yeniden başa aldığınız o kısır döngü.

 

Neyin meali ise bunca anlatım.

 

Neyin derdindeyse bunca insan.

 

Neyin derdinde iseniz.

 

Neyin derdinde isem.

 

Tüm derdi de kendi oldu mu insanın üstüne üstük evrenin de derdi eklenirken bu da yetmezmiş gibi başkalarının dert ortağı olup yüreğinizi koymuşken hangi dermansa saklı tutulası bizzat tanık olduğunuz ve değerini kaybetmeyen bir altın külçe gibi de ağır gelirken yüreğiniz size.

 

Anlamlandırılan.

 

Adlandıramadıklarınız.

 

Aslında insanlar size adınızla bile hitap etmezken.

 

Körüklü düşler ve körüklü acılar sanırım köhne bir lenduha, içim’i acı söylemi ayıp ruhu da ağır gelen.

 

Hangi dipçiğe saplarken hangi beyitse uzandığınız.

 

Hangi kan iziyse son yazınızdan damlayan ve hangi kan grubu olduğunuzu unutup her grup kandan kan aldığınız sonunda duygu/kan zehirlenmesinden öldüğünüz.

 

Belki de ölümün atıl hüzne sahip çıkan, yadsınamaz varlığı.

 

Hüviyeti olmayan bir mezar bekçisi iken kundaklanan hayallerinizin sere serpe uzandığı ve her yeni gün yeniden dirilmesini beklediğiniz ölü düşleriniz ve tüm ölü yetileriniz.

 

Yetim bir yüreğin her serzenişi aslında yetilerinizin sizi uyardığı ve kulağınıza da fısıldanan büyülü bir sözcük gibi.

 

Sanırım.

 

Aslında eminim.

 

Duygu zehirlenmesi benimki üstelik bilfiil yüklendiğim tüm ömürlük kaçışlarımda aslında sadece kendimden kaçamadığım.

 

 

 


( Duygu Zehirlenmesi Benimki... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 13.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.