Muzdaribiz efendim. Hem de çok muzdaribiz. Ama sanmayın ki sadece kadınlar
muzdarip. Erkekler de muzdarip maalesef.
Neyden mi bahsediyorum?
Hemen başlayayım o zaman.
Çok değerli arkadaşım Sabahat Karagöz Facebook sayfasında aynen şöyle yazmış:
Sevgili Dostlar!
Bazı sitemler üzerine açıklama gereği duydum.
Biliyorsunuz Eczacılık mesleğim dışında yazılar, şiirler yazıyorum.Yeni çıkan
3. Kitabımı da( 03.15) okurlarıma tanıtmak için bazı girişimler yapmak
zorundayım.Katıldığım her programda bana yöneltilen ilk soru "Sosyal
medyada kaç takipçiniz var?" Bunun ne denli önemli olduğunun ancak farkına
vardım. Normalde arkadaşlarımı seçerken tek tek inceler sonra kabul ederdim.
Zaten 400- 450 kişilik bir listem vardı ve bunların en az 350-400'ü yüz
yüze tanıdığım dostlarımdı. Daha büyük kitlelere ulaşmam gerektiği konusunda uyarı
aldım çünkü benim durumumda olan birinin en az 10-15 bin takipçisinin olması
gerekirmiş.Mecburen bütün kapıları açmak zorunda kaldım ve son günlerde tüm
teklifleri onaylıyorum.
Sonra ne mi oluyor?
Hoopp mesengerdan yazıyor adam. Hem de gayet samimi, bazen sinir bozucu
derecede laubali.
Cevap yazmıyorum, ısrar ediyor. Daha bu sabah biri arka arkaya yazdığı
mesajlarına cevap vermeyince "Bak ya buradan cevap yazarsın, ya da seni
siler engellerim!" yazmış. Hemen sildim engelledim tabi ama çok kızdım.
Ülen geri zekalı teklif gönderen sensin! Hani belki de önemli biridir diye
profiline baktım; arkadaş hayat üniversitesi mezunuymuş.
Bir de ilk işleri fotoğraflarıma bakmak oluyor ardından hepsini beğeniyor. Hadi
buna sözüm yok da yahu onca yazı, onca şiir, onca bilgi paylaşmışım birine
olsun işaret koy ne olur.
Sonra yine özele geçip "Taş gibisin maşallah"
"Çok güzelsin" gibi saçmalamaya başlıyor.
Vallahi bıktım, billahi bıktım. Yanlış yerde miyim diye zaman zaman soruyorum.
Sosyal medya laçkalaştı ama hala siz değerli dostlarımla aynı yerde kalabilmek
ve sizleri kaybetmemek için azami gayreti gösteriyorum bilmenizi isterim.
Sizlerden gelen her mesaj başım gözüm üstüne. Sınırları aşmamak kaydıyla yeni
arkadaşlarıma da bu konuda izin verebilirim ama lütfen şunu düşünün onlarca
mesaj arka arkaya gelse siz ne yaparsınız?
Arkadaşımın bu haklı sitemleri beni aldı
yaklaşık olarak dokuz sene öncesine götürdü.
Önce dokuz sene evvele sonra da günümüze bir bakalım olur mu?
DOKUZ SENE ÖNCE:
Tam olarak 10.12.2013 Tarihinde.
Henüz Sosyal Medyada yeniyim. Bırakın sosyal medyayı bilgisayar kullanmakta
bile yeniyim. ‘’ Fare ile tıkla ‘’ Diyen büyük oğluma ‘’ Manyak mısın oğlum,
tıklamak için fareden başla bir şey bulamadın mı?’’ ya da ‘’ Pencere aç ‘’ Diyen
küçük oğluma ‘’ Bana diyeceğine sen açsana. Hem bu soğuk havada ne diye pencere
açıyoruz ki’’ Diyecek kadar acemiyim yani.
İşte o günlerde ismi ve profil resmine göre erkek olan bir vatandaş özelden
yazdı ve bizim hikaye de böylece başlamış oldu.
- Hanımefendi, sizi çok beğendim. Sizinle daha yakın arkadaş olabilir miyiz?
Tepemin tası attı. Koca ömrümde ilk kez biri bana ‘’Hanımefendi’’ diyordu. O
öfkeyle cevap verdim:
-Ulan Angut..Sen hiç Sami adında bayan gördün mü ki bana hanımefendi diyorsun?
Adımın Sami olduğunu görmüyor musun davar?
-Hadi hadi naz yapma bana şimdi. Yeme beni. Ben bir hanımı gözlerinden tanırım.
Taş gibisin maşallah.
Görüldüğü gibi bize de ‘’Taş gibisin’’ Diyenler çıkıyordu sosyal medyada. Hem
de hemcinslerimiz içinden.
-Ulan bana bak seninnnn...Hıyar herif gözlerimi nereden gördün de gözlerimden
bildin kadın olduğumu?
-Sadece kadın olduğunu değil aynı zamanda çok genç ve güzel olduğunu da
anladım.
O zamanlar 56 yaşındayım. Yaşlı sayılmasam da genç de sayılmam. Güzellik desen
bizim semtimize bile uğramamış. Kadın demeye zaten bin şahit ister )))
-Ben??? Elli altı yaşındaki bir erkeğin çok genç ve güzel bir bayan olduğunu
anladın yani?
-Samiye Hanım..Lütfen ama, bu aşığınızı çok fazla üzüyorsunuz.
Yahu Allah Allah...Resmen çattık belaya..Adam o kadar inanarak konuşuyor ki
hani kendimden şüphe etmeye başladım. ’’Ulan yoksa beni mide ameliyatı yapan
doktorlar mide yerine başka bir operasyon mu yaptılar bana? ’’ Diye orama
burama bakıyorum. Yok..Bir eksiklik filan yok...Çok şükür kesilen sadece göbek
olmuş..Orada ufacık bir çizik var hepsi o.
-Kardeşim bak beni de şüpheye düşürdün kendimden . İyice baktım kendime, ben
erkekmişim. Şansına küs.
-Ama o gözleriniz..O gözleriniz yaktı beni.
-Yahu ne gözü be adam? Bir resmim bile yok. Profile koymuşum bir aslan resmi.
Hangi gözden bahsediyorsun sen?
-İşte o resimdeki gözlerden bahsediyorum ben de?
-Aslanın gözlerinden yani?
-Evet. O dişi aslan resmindeki gözler...
-Dişli aslan mı? O resimdeki aslanın dişi olduğunu nereden anladın?
-Erkek olsaydı yelesi olurdu. Demek ki sen dişi bir aslansın. Parçala beni
aslanımmmmm.
’’Ulannnn...’’ Profil resmime baktım hakikaten de aslanın yelesi yok. Benim
veletler dişi mi değil mi bakmadan, cinsiyetini tahlil etmeden bir aslan resmi
koymuşlar profile. Herif de gitmiş onun gözlerine vurulmuş. Benim gözleri de
öyle çakmak çakmak bakan bir dişi aslanın gözleri zannediyor. Cevap verdim
herife.
-Bak kardeşim. Senin kim olduğunu bilmiyorum. Hangi milletten olduğunu da
bilmiyorum ama sanırım Abaza olmalısın. Lakin yanlış kapı çaldın. O profil
resmini çocuklar yanlışlıkla koymuşlar. Ne bilsinler aslanın erkeğinin yeleli
olacağını.
-Anladım..Sen beni beğenmedin.
-Ulan öküz. Senin neyini beğenmedim? Tanımam etmem.
Ayrıca ben erkeğim diyorum..Daha nasıl anlatayım?
-Sen de o kaşarlardansın demek ki. İnsana umut veriyorsunuz ondan sonra da sap
gibi ortada bırakıyorsunuz.
Artık bu salakla oynamam gerektiğini anlamıştım.
-Ulan hani aşkımdan ölüyordun? Hani gözlerime hastaydın? Az bir şey yüz
bulamadın diye şimdi kaşar mı olduk?
-Aşkımmmm yaaaa..Bir an beni terk edeceğini sandım. Aklım başımdan gitti kusura
bakma. Bak sana şiir de yazım...Yollayayım mı?
-E yolla bakalım aşkitom.)))))))
Yolladı:
O ne endam o ne boy
Vay anam vay oy oy oy.
Aldım üç kilo kiraz.
Ye bi güzel doy doy doy.
-Ne bu?
-Aşk şiiri..Sana yazdım. Nasıl çok güzel değil mi?
-Şimdi sen al bu şiiri.
-Eeee
-Ananı da al....
-Sonra?
-Artık hanginize uyarsa...Münasip bir yerinizde saklarsınız.
-Beğenmedin mi yani?
Yok, öküze dert anlatmanın imkanı yok. Ne anlatıyorsam ne söylüyorsam
dinlemiyor, dinlese de anlamıyor. Profil resmini değiştirdim. Ben profil
resmini değiştirirken de o yeni bir şiir (!) daha yolladı.
Ümitlerimi kırdın
Hayallerimi yıktın
Benim ahımı aldın
Benim ahımı aldın
Bir gün sen de yanarsın
Bitsin artık bu çile
Çekemem bile bile
Sen ne söylesen söyle
Sen ne söylesen söyle
Artık sevmeyeceğim.
Böyle sersem geri zekalılarla nasıl
uğraşılır henüz bilmiyorum. Büyük oğlumu çağırıp sordum ve böylece engelleme
denilen olayı da öğrenmiş oldum.
Evet, on sene kadar önce vaziyet buydu. Ancak on sene sonra vaziyet çok daha
vahim bir hal almaya başladı. Çünkü on sene önceki düz duvara tırmananlar
familyası en azından karşı cinse ya da karşı cinsten olduğuna inandıklarına
asılıyorlardı. Oysa günümüzde artık hemcinslerimizden geliyor oldukça acayip
arkadaşlık teklifleri.
DAHA DÜN...
......Falanca kişi sana el sallıyor.
Oldum olası gıcıkımdır face booktan bana el sallayanlara ya dürtenlere. Lan
oğlum, ya da kızım varsa bir diyeceğin yaz güzelce. El sallamak, kol sallamak
da neyin nesi?
Her neyse. El sallamasına, kol sallamasına aldırış etmeyince bu sefer direkt
yazdı.
-Slm.Nasılsin.Neler yapıyon
-Allaha şükür iyiyim. Face bookta takılıyorum
-Aynen ben de. Tek misin?
-Nasıl anlamadım?
-Tek misin?
Bir erkek, bir başka erkeğin tek mi çift mi olduğunu neden merak eder ki? Hem
de daha ilk kez konuşuyorsa? Dünyada merak edilecek bunca şey varken... Hakkımda
sorulabilecek binlerce soru varken...
Eh artık bununla da dalga geçme zamanı gelmişti.
- Benden bir tane daha yok bildiğim kadarıyla. O anlamda tekim.
Bir gülme ikonuyla birlikte yazdı yine:
-Müsait misin anlamında
Sanal alemde yaklaşık olarak on sene geçirmiş biri olarak artık ‘’ Müsait’’
kelimesinin aynı zamanda ‘’ Flört etmeye hazır’’ manasına geldiğini ( TDK öyle
diyor) biliyorum.
-Neye müsait miyim?
-Cam açalım.
Cam açmanın da artık odayı havalandırmak için pencere açmak olmadığını
biliyorum.
-Sebep?
-Birbirimizi daha yakından tanımak için.
-Birbirimiz niçin daha yakından tanımamız gerekiyor ki? Hem sen ağzındaki
baklayı çıkar bakalım. Tam olarak ne istiyorsun?
-Seninle yatmak istiyorum.
-Niye? Yalnız yatmaktan korkuyor musun?
-O anlamda değil ya...
- Senin derdini en başından anladım ama derdinin ilacı bende değil. Haydi şimdi
ufaktan ufaktan yaylan.
Bu sefer artık oğlumu çağırmadım tabii ki ‘’ Gel de şunu engelle’’ Diye. Direkt
engeli basıp çöplüğe gönderdim bu zavallıyı. Ama eminim başkalarına da benzeri
mesajları yazdı ve yazıyordur.
Velhasılıkelam bu aklını tenasül organlarında taşıyan sapıklar sadece
kadınların başına bela değil, erkekler olarak bizler de muzdaribiz.
Ve son olarak...
Ulan eskiden hiç olmazsa şiir filan yazarlardı. Şimdi direkt ‘’ Haydi yatağa’’
Diyorlar, üstelik de hemcinslerimiz...Ya da cinsi bozuklar. Bunlara ne ad
vereceğimi de bilemiyorum.
Sabahat Karagöz arkadaşımın dileği ile noktalıyorum: Allah sosyal medyayı amacına uygun
kullanabilen takipçiler çıkarsın karşımıza.