MEKTUP

Merhaba değerli dostum!

Satırlarıma, selamların en güzeli olan Allah’ın selamı
ile başlıyorum.
Görüşmeyeli nasılsın? İyisindir inşallah. Beni soracak
olursan dünya meşgalesi koşturup duruyoruz..

Diye başlayan ve selam, kelam ile devam eden mektuplarımız
vardı, değil mi? Elektronik postalar, kısa mesajlar
ve web kameralar çıkmadan evvel. Zarfların üzerine
isim ve adresler yazılırdı. Rumuz ve takma adlar
yoktu.

Eskiden aşklar camdan camaydı, şimdiki aşklar, web
camdan web cama.

Her gün gelişen teknolojiye ayak uydurmaya çalışırken
acaba toplumsal birlikteliğimizi sağlayan küçük
detayları gözden mi kaçırıyoruz? İletişim araçları artarken
bununla beraber birbirimizden haberimiz azalıyor
mu?

“Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı” demişler
ama sonrada “geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez”.
Bir şey sadece eskiden geldiği için rağbet görmemeli
ama onların güzellikleri üzerine bir şeyler ilave edip
daha güzelleri bulunmalı.

Bizim güzel kültür, gelenek, görenek, adet ve inançlarımız
var. Televizyon, internet, dergiler, sinemalar ile
bize ithal edilmeye çalışılan değerlere dikkat etmemiz
daha bilgili, akıllı, uyanık ve eleyici olmamız gerekiyor.
Eskilerde kalan güzel günler anlatılırken, hep bir
ah mı çekeceğiz? O günler torunlarımıza anlatacağımız
hikâyeler olarak mı kalacak?

Güzelliklerin kaybolmasına kim engel olacak?

Dünyanın gidişatına yön veren bir kültürün torunları
şimdi gelişmeleri uzaktan takip eden ve bize enjekte
edilen değerler ile mi yaşamaya çalışacağız?

Evlerin kapıları açık bırakılan, köşe başlarına sadaka taşları
konulan, hayvanların bile barınması için vakıflar kurulan,
yetim, öksüz ve kimsesizlere yardımın haddi hesabı olmayan,
adaletin ve saygının son derece yüksek olduğu (v.s.) bir toplumdan
bu güne geldik. Şimdi ise nereye, nasıl yürüdüğümüzü
bilmeden bir yerlere doğru gidiyoruz.

Elimizde kalan eşsiz ve kıymetli değerlerimizin hakkını
verelim.

Güzel bildiğimiz her şeyi birbirimize anlatalım. Yaptığımız
hata ve yanlışlar için uygun bir hal ve lisan ile
uyarılarda bulunalım.

Doğruları konuşan, konuştukça doğrulan, doğruldukça
doğruları çoğaltan bir fert ve daha güzel bir toplum
olabilmek için sana, bana, bize görevler düşüyor.
Hiç kimse görevini küçümsemesin, ertelemesin.

Satırlarıma son verirken büyüklerin ellerinden, küçüklerin
gözlerinden öperim.

Selam ve dua ile...

Sadettin TURHAN
"Gençliğin Enerji Kodları" kitabımızdan alıntıdır.
( Mektup başlıklı yazı sturhan tarafından 5.08.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.