SEHER VAKTİ

Gün başlıyor. Karanlık yavaş yavaş yerini kızıllığa
bırakıyor. Ay’ın görevi sona erip, Güneş mesaisine başlıyor.
Ağaçların arasından, dağların tepesinden, denizlerin
ötesinden Dünyayı selamlıyor.

“Doğ” emri öyle itiraz edilemez ve sözünden çıkılamaz
bir yerden gelmiş ki; milyarlarca yıldan beri saniye
bile şaşmadan yerine geliyor ve belki de milyonlarca
yıl daha aynı dakiklik ile devam edecek. Öğlen ve
ikindide tam saatinde emredilen yerde olacak ve akşam
tam söylenen saniyede tekrar veda edecek.

Güneş tüm güzelliğini yansıtıyor. Denizler parlıyor,
yapraklar ışıldıyor, çiçekler selamlıyor, sokak lambaları
yavaşça sönüyor. Mahlûkat uyanıyor, tüm yaratılmışlar
Güneş’e “Doğ” emrini veren yaratıcıyı tespih
ediyor.

Ya insan “Eşref-i Mahlûkat” yani yaratılmışların en şereflisi?

Kimi çoktan kalkmış. Kıyam, rükû ve secdesini
tamamlamış camdan sabahı bekliyor. Yeryüzüne dağıtılan
rızıkları ve bereketi temaşa ediyor. Kendi ve insanlık
için ellerini semaya kaldırmış dua ediyor.
Kimi uykunun kör kısmında, Güneş’in yeniden doğuşundan
habersiz, hala karanlıklar içinde. Siyah bıraktığı
dünyayı, aydınlıklar içinde buluyor.

Kimi henüz yatmamış bile karanlıkta yorulan gözlerini
elleriyle ovuşturarak, yeni güne başlamanın mahmurluğunu
yaşıyor. Belki gece boyu çalıştı, yolculuk
yaptı ya da hastane sandalyelerinde tamamladı geceyi
veya başka bir sebep.

İşte öyle ya da böyle yeni bir gün başladı. Dün, dünde
kaldı, güzellikler, kötülükler, üzüntüler, sevinçler, kırgınlıklar,
mutluluklar unutuldu ve her şey yeniden başladı.

Başka bir deyişle yeni bir fırsat daha verildi bizlere.

“İki günü eşit olan ziyandadır” sözü mucibince, bugün
dünden daha güzel, bereketli ve hayır dolu olmalı.
Sabahı görme fırsatı verildi ama akşam tekrar güneşi
uğurlamaya müsaade var mı? Bilemiyoruz.

Haydi, dostum! Kalk ve tekrar diril. Eşini, çocuğunu
kaldır ve şükret. Sana yeni bir hayat şansı verene, görevlerini
yerine getirmek için başla çalışmaya. Çalışıyorsan
görevine, öğrenci isen derslerine, ev hanımı isen işlerine
daha bir sıkı sarıl, yaptığın her şeyin en güzelini yapmaya
çalış.

Çünkü sen yaratılmış en şerefli varlıksın. Sana bu şerefi
verenin isteklerini ihmal edip, kulak ardı etme. Karşılıksız
sana verilene şükrünü yerine getir.

Dünya denen sahnenin, gün denen bölümlerinde
hep hayır dolu şeyler yazılsın amel defterine. Ellerin
doğru şeyler ile uğraşsın, gözlerin güzellikleri seyretsin, 
dillerin hayırdan bahsetsin, ayakların helale yürüsün
ve ömrün güzelce son bulsun.

Bir sabah kalktığında ellerin şüküre açıldığı gibi gözlerin
de doğruya açılsın. Perdeyi aralayıp, parlak güneşle
karşılaştığında, aklında… “Rabb’im beni hayırlısıyla
bir sabaha daha ulaştırdığın için sana şükürler olsun.
Bu günümde rızan için yapacağım işler ile dolsun.” duası
olsun.

SEHER VAKTİ
S eher vakti dağıtılır bereket ve haklar,
E ğer gaflette isen, boş kalır rızıklar,
H aydi, hep beraber kıyam duralım,
E l açıp, dua edip huzur bulalım,
R abb’in huzurunda hazır olalım.

V aktin gerçek sahibi kulluk istiyor,
A rz ve mahlûkat şahitlik ediyor,
K alk ve secde et, arş bekliyor,
T alep edersen, işte Rabb’im hesapsız veriyor,
İ ste gönülden, tüm günahları siliyor.



Sadettin TURHAN
"Gençliğin Enerji Kodları" kitabımızdan 
( Seher Vakti başlıklı yazı sturhan tarafından 5.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.