Sözcüklerimin yankısını duymak
istiyorum bir de bir yanılsamadan ibaret olmadığımı bilmek…
Varlığa ket vuran hiçlik duygusu asla
da mübalağa etmediğim ve sarı benizli güneşle de aram pekiyi değilken en çok da
sıcağın bunalttığı bir çöl çiçeği elbet yaz başında doğmuş olmam da yaz sonunda
öleceğim çağrışımını yaparken ve işte bir basamak daha atlayıp veda ediyorum
yaza ve yaza yaza aşmam gereken mesafelerin de bende bir farkındalık yarattığının
bilincinde dokunuyorum içimdeki çocuğa elbet bir dokundum mu o bana binlerce
kere gülümsüyor.
Zarif bir sonbahar başlangıcı ve el
salladığım milyonlarca duygu ve hatıra ve geride kalsalar bile içimde saklı
tuttuğum sayısız insan.
Denk düştüğüm hangi mizansen sahiden
ya da gerçek manada eşleştiğim bir duygu var mı yok mu ikilemi ile içimdeki
hüznü kapı dışarı etmek arzusu sanırım yenilgi ve yanılgıların değil de sevgi
ve umudun mahsulü olması gereken bir hayat ve hayaller dizininde sekiyorum
elektrik çarpmışçasına da coşkulu ve yürekliyim ve işte diz kapağımı
yaralıyorum. Bu kadar hızlı koşarsam olacağı elbette bu…
Neredeyim sahi ve hangi zaman ve
hangi güne denk düşüyorum üstelik üşümenin verdiği titremeyi açlığıma
bağlıyorum artık nerede unutmuşsam defterlerimi ve almam gereken ilaçları elbet
doz aşımı olmasına da aldırış etmeden sevgiyi daha bir duyumsuyorum eşliğinde
güçlenen bir güven duygusu ve şüphe dahi etmeden döküyorum cümleleri bilindik
bir güdüyle ve tadına doyum yok iken hayatın üstelik çevremde kim varsa beni
tefe koyan ama…
Hala itiraz ediyorum düzene ve servet
avcısı kim varsa kapı dışarı edemesem de yakın duruyorum Rabbime ve hüzünlü
kalbime aniden huzur veriyor katıksız hatmettiğim katıksız sabra şükrü
eklediğim ve dayanılmaz bir baş ağrısı eşlik etse bile biliyorum ki; bazı
duygular fazlasıyla sağlam ve kalıcı bir o kadar kendime duymam gereken saygı
ve sevgiye başlangıç niteliğinde.
Bir anlatı isem…
Bir anlam olmayı da becerebilmişsem…
Anlam bulduğum ne varsa deştiğim
içimde kopan bir fırtına ve her nasılsa süt liman olmak adına arşınladığım
yollar ve çıktığım dik yokuşlar ama asla dik başlı olmadığım asla da
diklenmediğim bir dünya ve dil yarası gönül yarası deyip de geçiştiren
insanlardan olmadığım için farkındalığımı yüklenip farklı ve temiz bir kalp
olmayı bir kez şiar edinmişken…
Uzun soluklu bir maraton madem hayat…
Hayata mal ettiğim bunca duyguyu da
bir günde biriktirmemişken…
Enginliğin minvalinde hava yavaş
yavaş kararıyor işte ama içimdeki çoğul özneler ve çağlayan imgeler yakamdan
çekiştiriyor zarif bir şekilde ve hala gül mü bülbül mü olduğumu ayırt
edemediğim güncemde saklı tuttuğum gülümsemeyi ve umudu bana sunan Rabbime
teşekkür ediyorum.
Allah rızası için yaşamanın da meali
iken insanlarda hala rast gelebildiğim güven duygusu belki de babamdan miras
iken bunca konuşkan yeri geldi mi sus pus kimliğim.
Boca ettiğim ne çok duygu.
Boralar eşlik ederken.
Ve uzaklardan duyduğum borazan sesi.
Bozuntuya vermiyorum da hani: oysaki
daha saatler evvel nasıl da ağlamıştım.
Derinlerde boğulmak gibisi de yok
iken ve işte yüzme bilmeden atladığım o devasa okyanus ve ben ne Balık kızım ne
de batmamayı becerebilecek bir vasfım da var mı yok mu tahayyül edemediğim
ölçüde nice ayrıntı ve hayat da ayrıntılarda saklı iken ve umudun yolu inanç ve
sevgiden geçerken.
Düş perhizine girdiğim son zamanlar
bu anlamda karanlıkta kaybolmanın çok olası olduğu gerçeği ile hala nasıl
oluyor da kimi zaman kundaklayabilmekte iken hayallerimi…
Çocuk kalbimde hala r/eşit olmayı
beceremediğim.
Sözcük küfeme dalıp da içinde
kaybolurken kelimelerin ve ant içtiğim elbet yürüdüğüm yoldan sapmamak adına
kendimi bildim bileli mücadele ettiğim ve sevgiden ibaret olması gereken bir
dünyayı da nasıl oluyor da cehenneme çevirebilirken nice münafık gölge.
Ve ayrı düştüğüm bunca insan uzağında
kalmanın zorunlu olduğu gel gör ki gelip de beni bulan sayısız sıfat ve göz
pınarlarıma eşlik eden sessiz bir vaveyla sadece Rabbimin duyduğu ve hala iyi
bir insan olarak kalmanın da yolu iken insan arayışımın elbet bir sonraki
basamak; kendimle uzlaşı geliştirmek ve hala çözülmeyi bekleyen sayısız sorunun
da dağ gibi karşıma dikildiği.
Kaybetmemek adına elbette içimde
sonlanmayan güven duygusunu ve asla ihanet etmeden değerlerime ve ilkelerime
zarif bir şekilde vedalaştığım dünüm bir o kadar kayrasında günün, döngüye
hizmet eden bir fani en azından Allah rızası için yaşadığım ve de cihadım iken
gereksiz müdahalelere karşı koyduğum ve tek amacım iken şerefimle yaşamak ve
huzur duymak adına inancımla şekillenen şahsına münhasır bir dünya ki peyderpey
öğrendiklerim ve öğrenci cüppemle her insandan bir şeyler öğrenmek…
Nefreti duyumsayan kim varsa asla haz
etmediğim varlıklarına gereken cevabı verdiğim elbet sessizliğimle de duruşumu
saklı tutmak ve hayatın t-cetvelinde bir formülden ve de bir denklemden çok çok
daha fazlası iken içime serdiğim örtüde piknik yaptığım ruhum ve sözcüklerim ve
iyi biri olmanın da emareleri iken duyumsadıklarım.
Sezilerim iken öncüm.
Yanan yüreğimken asılı kaldığım
kıblem.
Yanlışlarımı görüp de tamir etmek
adına ve yere düşsem de kalkıp devam etmek yola.
Müzmin bir sessizlik kimi zaman
sessizliği dağlayan isterik kahkahalar artık her nasılsa bunca acı ve sıkıntı
yaşanırken günümüz dünyasında ve vatanımızda duyarlı ve aklıselim olmayı
başaran insanların da varlığına duyduğum inanç.
Bir sözcükten de fazlası.
Basit bir çizelge de değil.
Ne de gel-geç insanlar rücu edebilir
içimdeki hayallere ve asla saf tutmadığım mecazi firarlarda bilmek adına benim
de bu hayatta saklı haklarım ve seçimlerim olduğunu en çok da Yaratandan dolayı
yaratılanı sevmek ve kimyamdaki delişmen nöronlar ve bunca dalgaya rağmen
boğulmamam da bir mucize iken…
Her şiir iken hayatıma huzur veren.
Her cümle iken özenle kurduğum.
Hala insan kalabilmenin de feryadı
iken içimdeki yoksunluğu insan sevgim ve umutla doldurmak…
Kaygan bir zeminde yürürken eminim de
beni koruyan İlahi Gücün bana bahşettiklerine duyduğum şükran ve minnetle
göğsümü gere gere yaşamın aslında yine duaların bir neticesi olduğunu…
Azıcık geç kalmış olsam da ve en çok
da kendime geç kalmışken ve işte…
Hayaller ve umut fora elbet devasa
bir inancın sağanağında yüreğimi yıkayan bu rahmetle aşmak adına ve kırmak
adına eklenen zincirleri elbet hoş görü ve iyi niyet ile yaşamak iken aslında
hayatın meali.