1 Ütüsüz Bir Dünyam Var Benim...


Kefil olduğum hayallerimden sızan gün ışığı ve hasretini duyduğum o beşinci iklim.

Şeşi beş gözlerim ve suskuların sarmalında mimoza bahçelerine özeniyorum içimin esintisinde bazen tarhı duyguların bazen yüreğimi tırmalayan yavru bir kedi gibi içime kapandığım belki de açmamak üzere solmayı bekleyen kenarda bekleyen bir tomurcuk gibi soruyorum içimdeki ergene:

Hep mi soluna yatar insan?

Bazense solumdan kalktığım ve solmaya doyamadığım ve işte soytarı gezegenin sefil müdavimiyim ben hala umut dilekçemde saklı iken imzam.

Bahşedilense ömür ve mizaç hep de duygularıma yenik düştüğüm ve yazdıklarım yanık kokarken çekincelerimi sonlandırıp bir kere bile sevdiğimi itiraf edemediğim.

Ne bir öyküyüm ben ne de bir şiir.

Öykündüğümse en mükemmel yazıyı kaleme alıp bir şekilde nokta koymak en çok da hayatımın hezeyan yüklü coğrafyasında rast geldiğim kimse ayrımsız yok sayıldığım.

İster istemez bu ifadeyi kullanıyorum işte ve rest çekenler sevgime belki de rastık çekerken Çingene kız ben en rüküş duygularımla eteğimdeki taşları da dökerken peşine düşüyorum rüzgârın üstelik rüzgârın ta kendisi olduğumu henüz fark ettiğim.

Burnum uzamıyor asla.

Boyum da çekmiyor.

Başımsa göğe asla ermiyor.

Belki de aklı uzun eteği kısa bir kız çocuğu gibi saçımı uzatıyorum ve Rapunzel misali saçlarıma tutunup firar ediyorum hapsolduğum kuleden.

Bense en yükseğe dikmişken gözümü.

Yerin dibine de sokulmuşken.

Mutluluk dilerken dibi gördüğüm ve acının tavanında asılı bir kilim gibi salkım saçak.

Ruhumda saklı geçitler var ve binlerce merdiven ve ben bir geceden diğerine sekerken adeta asırlara denk düşüyor bekleyişim.

Beklediğim ne mi kim mi?

Kim olduğumu henüz keşfetmişken elbet kimsesizliğimi beyan ettiğim kendim ve Rabbim ve illa ki O, sonlandıran hiçliğimi ve hiçleşen insanların kudretli addedilen varlıkları oysaki her birimiz eşit ve aynıyız ve özel ve biricik…

Biricik ikamem.

Birden başladığım saymaya hala da yerimde saydığım.

Dünden beri sevdiğim herkes ama herkes çekip gitmişken ve çekince yüklü bir yüreği depolarken sevgiyle rest çeken kimse sevgime.

Çocuğum ve edindiğim ilk arkadaşım ve sınıfa yeni nakil olan bir öğrencinin arkadaşımı çaldığı.

Daha dün belki de: hayallerimin gasp edildiği ve can dostumun hayallerimi çalıp üstüne üstük gerçekleştirdiği.

Hayal yorgunuyum ve sevmekten kendime sıra ancak gelmişken.

Rengim ise meçhul.

Kim olduğumsa aşikâr.

Gaipten gelen coşkum ve ilham perim tüm günü beklemeye aldığım ve uykunun en civcivli saatinde kalemle nöbete kaldığım geceler ve kaldıramadığım kadar da ağır bir yük binmişken sırtıma.

Sözcüklerim hep mi yorgun?

Hep mi inişli çıkışlı duygular?

Bense Araf’ta kaldığım ömrün özetini geçiyorum günbegün.

Ne uzuyorum ne kısalıyorum.

Ne ağlıyorum ne de gülüyor.

Hüznüme muhalif hayallerim ve pencerem hep açık hep de kaçık neşem.

Hazanda sevdalanmış bir kumru.

Hüzün coğrafyasında saklı bir tutku.

Varla yok arası varlığın gizin de izinde gaza geldiğimse sevginin beni dürtüklediği ve herkesi kolaylıkla sevebilirken bazı insanları daha da çok sevmenin meali elbette hem yok sayıldığım hem de tutsak edildiğim.

Hüviyetimse kayıp.

İdam fermanımsa yastık altında.

Göğe komplimanlar sunan bir kuş sürüsü gibi işin kötüsü sürüden ayrı düştüğüm ve sürgün edildiğim aşkın süngüsü iken çoktan düşmüşken.

Her halükarda arada kaldığım.

Her hapşırdığımda birileri fısıldarken:

‘’Çabuk öl.’’

Sessizliğimi bölense acılar ve acımdan ölmesem de feveran ettiğim ve son zamanlarda yüksek sesle severken sesimi bastıran rüzgâr…

Elbet içime estiğim hep ayrı bildiğim aslında rüzgârın ta kendisi olduğumu yeni yeni keşfettiğim.

Hünkârım.

İsyanım.

İdmanlıyım da.

İmha edemediğim hangi duygumsa ve ben sadece huzurlu ve sevgi dolu bir dünyaya kucak açmışken asla da var olmayacak bu yeryüzü cennetinin hayali ile kendimi meleklerle bir tutup Allah rızası için sevdiğim ve yaşadığım da tek gerçek üstelik kendimi bildim bileli.

Kafesimin kapısı açık olsa bile uçamam ben…

Diklensem de birilerine nasıl dillendiririm gerçekleri ve refüze edildiğim ömrün fermanını nasıl nasıl yazmam ben?

Reddedildiğim makamlar.

Reddettiğim ithamlar.

İmha edemediğimse gördüğüm ve ispatlayamadığım yanlışlar.

İma yoluyla rencide edildiğim de işin cabası.

Sözcüklerim benim aşkım.

Sözcüklerim benim yanlışlara isyanım.

Sözcüklerim benim ta benim sahiplendiğim ezelden.

Mizacım.

Fıtratım.

Sefil yüreğim.

Yaralarımın ebadı ve hacmi ve ihtiva ettiği.

Sözcüklerim kanarken ses etmediğim dünyada hayallerim iken kumpasta aslında kurada bana çıkan talihim ve kaderim ve kederimle yüzleştiğim ve sadece hayata tutunmak adına sevginin tüm haşmetini bana sunan Rabbim sayesinde daha çok daha da çok sevebilirken aldığım darbelerin ruhumda açtığı yarıklar obruklar.

Nazenin varlığımla kuş gibi uçtuğum ve sektiğim bir yürekten diğerine ve kurşun ağırlığında bir hayatın dilemması ve de rakkasesi iken kalemim biliyorum da Kale’m düşmedikçe yolumdan ve sevgimden asla taviz vermeyeceğim ve öykündüğüm yine ve sadece kendim iken biliyorum da bensiz bir dünyanın tat vermeyeceğine ve yaşadığım müddetçe sevebilme hakkımı son nefesime kadar kullanacağım üstelik sevgi, bana Rabbimin bir armağanı iken ve ben çocukluğumdan beri severken çok severken.

Bir ihanet belki de kendime ettiğim.

Rüştünü ispatlayamadığım bir hayatın ve coşkunun ve de aşkın özeti iken günbegün sevgim de acım da katlanırken ve ben duygularımı kat iziyle yaşar ve göz önüne sererken.

Ütüsüz bir dünyam var benim belki de ütopyanın ta kendisi ama ben sevgi dolu dünyamı iliklerime kadar yaşıyor ve hissediyorum ve yazarak güç alıyorum evrenden ve sevgiden üstelik sevilme talebinde bulunmazken de bu yüzden yüzüme çarpan her kapı ve her tokat beni sonsuzluğa ve İlahi Aşka daha da hızla savuruyor ve severek saklıyor ve koruyorum gücümü oysaki addedilen sadece o sefil varlığım bir yüreğin aslında koca kâinatı içine sığdırabildiği gerçeği ile yaşıyor ve yaşatıyorum ben aşkı…

 


( Ütüsüz Bir Dünyam Var Benim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 4.10.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.