Osmanlı Toplumunda Bayramlar Ve Özel Günler—10. Bölüm -- Nasturiler
OSMANLI TOPLUMUNDA BAYRAMLAR VE
ÖZEL GÜNLER—10. BÖLÜM -- NASTURİLER
Nasturiler Hıristiyan dinine
mensupturlar o sebeple de
Hıristiyanların kutladıkları bayramlar
aynen Nasturilerde de söz
konusudur. Dolayısıyla bu bölümde
Nasturilerin bayramlarını tek
tek saymanın anlamı
yok. Onun yerine Nasturiler
kimlerdir biraz bu konu
üzerinde duralım.
Bugün Nasturilik Anadolu'muzda neredeyse tamamen ortadan kalkmış
olan bir dini inançtır.
Çok yakın zamana
kadar ise
Hakkari-Pervari-Eruh-Şırnak- Cizre- Nusaybin’de
oldukça önemli ölçüde
taraftarı olan bir
inançtı.
Peki nasıl ortaya
çıktı Nasturilik?
Nasturiliğin kurucusu Patrik Nestor’dur.
Kimdir bu Patrik
Nestor?
Patrik Nestorus 382
yılında Roma İmparatorluğununun Kommagene Eyaletinin Germanekiea (Maraş)kentinde dünyaya
gelmiştir. Aslen anne tarafından
Antakyalı baba tarafından
İranlıdır.
İlahiyat eğitimini Hıristiyanlığın iki
büyük ilahiyat okulundan
biri olan Antakya
İlahiyat okulunda tamamlamıştır ( Diğeri İskenderiye )
Hz. İsa’nın havarilerinden Petrus
ve Barnabas İncilinin yazarı
Barnabas’ın da 50 li 60 lı
yıllarda eğitim verdiği
bu okuldan mezun olan Nestor 428
Yılında İmparator II.Tedosius tarafından
İstanbul patrikliğine atandı.
Patrik Nestorius daha sonra
Hıristiyan inancının dışına çıktı
bazı konularda. Nelerdi
bu konular?
a) Hz. İsa doğuştan değil
30 yaşından sonra kendisine kelamın inmesiyle hem insan hem
tanrı özelliklerini taşımaya
başlamıştır.
b) Hz. Meryem tanrı
olan Hz. İsa’yı değil
insan olan Hz.
İsa’yı doğurmuştur. Tanrı
doğmaz ve doğurulamaz.
c) İnsanlar doğuştan günahkar
olarak doğmazlar. Günahlar
sonradan kazanılır.
d) Resim- heykel gibi şeyler önünde
ibadet ve dua etmek yanlıştır. ( O sebeple Nesturiler
evlerinde Hz. İsa ve Meryam
Ana resimleri- heykelcikleri
bulundurmazlardı.Kiliselerinde de haç dışında
başka semboller olmazdı.)
e) Dinden dönenler dışında
günah çıkarma olayı
Nasturilerde yoktu.
Bunlar dışında sonraları
başka ayrılıklar da
eklendi.
f) Nesturiler her çarşamba ve cuma günlerinde oruç tutarlardı. Bu günlerde et
yemeleri yasaklanmıştı. ( Nesturi
Patriklerinin de et yemesi
ve evlenmesi yasaktı. Bu sebeple Nesturilerde patriklik babadan oğula değil
amcadan yeğene geçiyordu. Patriğin altındaki
sınıflamada yer alan
ruhbanların evlenmesi ya da bekar
bir hayat sürmesi
kendi tercihleri olmakla birlikte
evlenmemeleri daha uygun
görülüyordu.)
Bunun dışında belli süreler için tuttukları dört çeşit oruç ibadetleri daha
vardı. Farklı zamanlarda tutulan bu oruçların üçü 50, 25 ve 15 günlüktü. Yaklaşık
olarak yılın yarısını, yani toplam olarak 172 gününü dinen oruçlu geçirme
yükümlülüğündeydiler.
g) Evlerinin duvarlarına astıkları haçın önünde ailenin büyüğü her gün sabah ve
akşam olmak üzere iki defa dua ederlerdi. Normal günlerde sabah ve akşam olmak
üzere iki defa ibadet ederlerken, oruç zamanlarında sabah, öğle, ikindi ve
akşam vakitlerinde olmak üzere günde dört defa ibadet ederlerdi.
h) Komünyon ayinlerini diğer mezheplerdeki gibi her pazar günü değil de, sadece
çok özel günlerde icra ederlerdi.
İşte bu
görüşleri sebebiyle patrik
Nestorius afaroz edildi ve 435 Yılında imparator
tarafından tüm kitapları
yaktırıldı.
Bundan sonra sıkı
bir takibata uğrayan
Nestorius ve taraftarları çareyi İran’a
sığınmakta buldular. (
Sasani İmparatorluğu )
Sasani İmparatorluğunun hoş görüsü ile kendi
kiliselerini kurdular ve 431 yılında Efes’te
yapılan konsilin kararlarını
reddedip 482 de Seleuka Konsilini yaptılar. Bu
konsilde Pers kilisesi resmi olarak Nasturiliği kabul
etti. Daha sonra kendilerine bölgedeki Süryanilerin de katılmasıyla
daha da güçlendiler
ve Nusaybin’i kendilerine merkez
yaparak inançlarını yaymaya
başladılar.
830 yılına geldiğimizde Nasturilerin Bağdat’a doğru
yayıldıkları ve Abbasi Hükümdarı Me’mun’un
engin hoşgörüsü ile
onun Beytü’l Hikme adıyla kurduğu
ilim merkezinde çok
etkin roller oynadığı görülür. Mesela Yunanca
eserlerin pek çoğunun
Ararpçaya tercümesini Nesturiler
yapmıştır.
9. Yüzyılda Uygur Türklerinin büyük bir bölümü Nestûrî mezhebini kabul
etmişlerdir. (Uygur Türkçesiyle yazılmış Nestûrî dini metinleri Türkçenin en
eski yapıtları arasında yer alırlar.) Güney
Hindistan'daki Malabar sahilindeki Hristiyan cemaatinin de 9.
yüzyılda Nusaybinli Mar Thoma tarafından kurulduğu rivayet edilir.
Velhasılıkelam Çin de dahil neredeyse tüm
Asya’ya yaydılar inançlarını.
XIII. Yüzyıldaki Moğol istilası Nesturi kilisesinin gücünü
kırmış hele de 1552 yılında
Diyarbakır metropoliti III. Mar
Yohannan’ın Katolikliğe geçmesiyle kilise Nesturiler
ve Keldaniler olarak
ikiye ayrılmıştır.
1662 yılında Diyarbakır Metropoliti Mar
Şimun Denha tekrar Nasturiliğe dönmüş
ve kendisi ile aynı
inanca sahip olanlarla birlikte topluluğu yeniden örgütlenerek
Hakkari ilinin Koçanis ( Bugünkü
Konak ) köyünü patriklik merkezi olarak benimsemişlerdir.
Patrikliğin merkezi bugün tekrar
restore edilmeye çalışılan Mar
Şalita ( Mar Saba ) Kilisesiydi.
Bölgede geçilmesi zor ve ulaşılması imkânsız olan Büyük Zap Suyu’nun kaynağı
boyunca ve bunun bazı kolları etrafında bulunmaktaydılar. Buralarda Aşağı ve
Yukarı Tiyari, Tuhup, Valto, Tal, Diz, Baz ve Cilo isimlerinde büyüklü küçüklü
sekiz aşiret halinde hayatlarını sürdürmekteydiler
Nasturiler 1839 Tanzimat Fermanına kadar yukarıda bahsettiğimiz
bölgede oldukça zor şartlarda
tarım ve hayvancılık yaparak ve
bölgede Osmanlı Devleti tarafından adeta
özerklik verilmiş olan Kürt aşiretlerine
( Özellikle Bedirhanilere ) vergi vererek
ama onlarla uyum içinde
yaşadılar. [ Kürt aşiretler bu
vergileri Osmanlı adına
topluyor ve Osmanlı Devleti vergi
tahsildarlarına veriyorlardı.]
Zaman zaman Kürtlerle
aralarında sorunlar olsa da bu
sorunları kendi içlerinde
anlaşmayla çözdüler. Öyle ki
kendi aşiretleri arasındaki sorunlarda
Kürt beyleri arabuluculuk yaparken
Kürt aşiretleri arasında çıkan anlaşmazlıklarda Nasturi
patrikleri arabuluculuk yapıyordu.
Birbirlerinin bayramlarını
kutluyor birlikte bayram
yapıyorlardı. Ancak Kürtler
tarafından istismar edildikleri
de kesindi zira Kürt Beylerine ödedikleri
vergiler bu beyler
tarafından Osmanlı’ya tam
olarak ödenmediği için 19. Yüzyıl başlarında Osmanlı Devletine 16.000 Lira
borçlu görünüyorlardı ve Osmanlı
Devleti vergilerini doğru
düzgün ödemeyen (!) Nasturilerden rahatsızdı.
Ancak Nasturilerini sonunu
getiren konu bu
vergi meselesi değildi.
Nasturilere ne olduysa Ashael Grant
adlı ABD li bir
Protestan misyonerin hemen ardından
da İngiliz Angilkan misyoneri
Percy Badger’in bu topraklara
ayak basmasından sonra
oldu.
Kızılderilinin dediği gibi: ‘’ Bir
akarsudan geçerken iki balığın
kavga ettiğini görürseniz
bilin ki az
önce oradan uzun bacaklı
bir İngiliz geçmiştir.’’
******************
Gelecek bölümde Nasturilerin
nasıl yok edildiklerini
anlatacağız
(
Osmanlı Toplumunda Bayramlar Ve Özel Günler—10. Bölüm -- Nasturiler başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
11.12.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.