o sabah
kaç sabah birikintisiyle yüzüme topladın günahlarını
ayışığından çalıp beni kalbinin sahralarına
ıssız bir şehrin hücrelerine kara bulutları indirdin
sahiller uyuyordu ve tüm insanlar
başucumda...




-maviye asılan adam ölüyordu-




şimdi sen
sessiz vedanı kimseye uyandırmadan
sarı duvarlara soğuk geçmişini iliştirip gittin
ama gittiğin yerde bittin
adres değiştirdi ölüm korkusu izlerin
beyaz aynalarda güzelliğimi bozamazsın benim
ağustosun yok
şiirlerin yok
hatta kimselerin
dönme arkana
bütün çizgilerini bozdu
yağmurlarım




geride bıraktığın yalnızlığın ırzına geçti gün
ve birazdan sana dönecek suretin
güneşin gölgesinde sallanmakta gece
perde kapanmakta bak
bu son oyunun
son şafağın
hatta son ışıkların
uçabilirsen uç
seni bütün boşluklarım tanır
rüzgarın benim
düş/me bana
gökyüzünden
bakışlarını çektim





umut kalbimi çeliyorken ayaklandırma aklımı
ben gizli bir kıvılcım göğünden uzak
var git yoluna
maviden süzdüm karanlığı
artık hiçbir şeyimsin
yokluğunu öldüresiye dövdüm
nasıl susarım ruhum mutluluk çarpar
sabaha yakın bir vakit gelsen de
uykum tanımaz seni
siyah dalgınlıklarınla
hayata susarsınız





not:şiirimi güne layık gören değerli kurul üyelerine ve sayfama gelip yorumlarıyla renk katan şair arkadaşlara teşekkürler ederim
saygılarımla...





( Mavi başlıklı yazı buglem-sozer tarafından 9.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.