masmavi umut
kara bir bulutun peşinden ağlıyordu...




düşüncem intihar gelgitlerinde
dönüşü olmayan bir adamın ah’larından gözyaşlarımı soyuyordu
taze hüzünle inip yüreğimin bayırlarından gitmeliyim bu şehirden
bir yabancının avuçlarında sere serpe gülüşlerim ansızın solmalı
yalnızlık denen buluşmada belleğimdeki anıları film gibi değiştirip
ve savurup eteklerimi dağılmalıyım




-çekip gitmeliyim geriye kalanlardan-




gece nehir gibi gür denizleri benimle yutkunup yürümeli sabahlara
biraz daha soğuk olmalı ay
şavkında masumluğunu yitiren aşk üşürken
bulut gözlü telaşlarda yeni yetme çiçekler sevincini yitirmeli
gölgelerde kımıl kımıl kımıldanırken başlarınız
sakın adıma merhaba demeyin





gökyüzüm genişledikçe ’sen’çocukluğumdan
acı tarihleri uçurdum dağların ıslak yamacına
ruhum ellerime uyanan kadere siyah gülleri açarken
seni kocaman bakışlarımla koyup koyup gittim
düşlerin sesi bozuldu bir akşamüstüne
ve bu şiiri mor günlerin
inleyen dudaklarıyla yazıyorum
göğsüme hiç ışık sızmasın
esmer yalnızlığından




-az evvel rüzgarlarla sevişmeyi bıraktım-



uzaklaşan bir şehir gitti nefesimden
alıp güvercinlerini sımsıcak şarkı gibi yağdılar
karanlığın mavi kirpiklerine
çığlıklarda kanatılmamış bahar yüzünü gösterdi
gelip alnımdan öpmenin tam sırası çocukluğum
aydınlığın bize bakmalarında
sessizce güneşi içelim
olur ya aşk kapıyı çaldığında
damarlarımıza dolmasın
başka bir hüzün/le




( Güneşi İçelim başlıklı yazı buglem-sozer tarafından 6.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.