dün
ölü düşüncenin sözlerindeydi cam’a vuran aşk
acısı susmuş ayna gibiydi yüreğim
yüzleriniz vardı sarı,esmer,beyaz
kiminiz cin bakışlı
kiminiz hiç bakışlı hüzzam
ve çocuksu gülmeleriniz
şeytan bir giz’e saklı
hafifce morarmış gözaltlarınız
öyle bir girerdiniz ki
derin çizgilerime
ölürdüm sizi yaşayamazsam





hazan rüzgarın kollarında dağıtırken yalnızlığımı
bütün kuşlar benimle uçardı eski bir kent’e
düşlerin beyazına değerdim içimde ölümle
kalabalık gelince
suların köpüğüne
giderdim




dün
şen bir kadının hayalleri bıçaklandı
yalnızlığa sürgün vakit
şiirlerim dul
gölgelerde bensiz sarhoş bahar
önümde sis maviyi kapatan
birbirine ulanan seslerin çığlığındaydım
aşk yalnızca suskumu saklardı
acıyı bana bırakarak




bakmayın
hiç gezilmemiş kumlarda güneşin gülümsediğine
hep bir dağ çiçeği bağırır gönlüme
adım adım koparılırım
haydi
kaderin melekleri
darağacına kurulan mahkemede
tutun ellerimi
uyuyor nefesim


suçum sessizlikten korkan bir çocuk
nerden bilecektim yürürken ben
ayağıma takıldı uzunca karanlık





( Dağ Çiçeği başlıklı yazı buglem-sozer tarafından 4/12/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.