Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 18.10.2023
Okunma Sayısı : 293
Yorum Sayısı : 7
Yafa Ve Gazze'nin Tahliyesi, Kıbrıs'ta  Kurulan  İsrail  Devleti.--1. Bölüm--

Bugün İsrail tarafından istenen Gazze'nin tahliyesi bundan yüz seneden uzun bir zaman öncesinde Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilmişti. Hem de Mehmet Akif'in '' Üç Beyinsiz '' Dediği paşalardan biri olan Cemal Paşa tarafından...
****
MS. 70 Yılında Roma İmparatoru Titus Döneminde Kudüs ve Filistin topraklarından sürülen Yahudiler Dünyanın pek çok ülkesine dağıldılar ve değişik devletlerin hakimiyeti altında yaklaşık 2000 Yıl yaşadılar.
İlginçtir ki bu kadar uzun süre içinde gelenek göreneklerini, inançlarını, milli birlik ve beraberliklerini, bir gün tekrar Filistin topraklarına dönme umutlarını asla yitirmediler.
Evet, bir gün Filistin topraklarına ( Kenan Diyarına- Ya da Arz-ı Mev'ud'a ( Vaad edilmiş topraklara ) döneceklerine can-ı gönülden inanıyorlardı fakat aradan geçen 2000 sene onları bayağı bir gevşetmişti. Ya da içinde yaşadıkları her toplumda aşağılanmış olmalarına rağmen alışmış oldukları topraklardan kopmak istemiyorlardı. Mesela tamamen çöl olan Filistin'e gidip oralarda yerleşmek hiç de cazip gelmiyordu pek çok Yahudi'ye. Bir şekilde uyuyan bu insanları uyandırmak gerekiyordu.
Fransız İhtilali bu uyanmayı bayağı bayağı sağladı ki bu ihtilali çıkaranların da Yahudi ileri gelenleri olduğu daha sonraları çok dillendirilmiştir.
Evet, Fransız İhtilali ile birlikte yükselen seküler milliyetçilik 19. Yüzyıl sonlarında Avrupa'nın pek çok devletinde Yahudi düşmanlığına dönüştü ve Fransa, Almanya, İngiltere ve Rusya gibi devletlerde milliyetçiler artık ülkelerinde Yahudi görmek istemediklerini yüksek sesle dile getirmeye, akabinde Yahudilere baskı yapmaya hatta katliamlara başladılar.
Bu baskılar ve hatta katliamların bir sonucu olarak Yahudiler neredeyse unutmuş oldukları Siyon rüyalarını yeniden görmeye başladılar. Daha doğrusu yüzlerce senelik bir plan başarılı bir şekilde devreye sokulmuş ve öncelikle asırlardır uyuyan, uyuşmuş olan Siyon davası yeniden canlandırılmıştı Yahudi ileri gelenlkeri tarafından.
Yahudiler çok yavaş da olsa artık Filistin topraklarına gitmeyi ve orada yerleşmeyi düşünüyorlardı.
1882 Yılında ''Chibbath Zion'' ( Siyon Aşkı ) adı verilen bir hareket başladı ve bu hareket 1885'de 14.000 üyeye ulaştı. Yani görüldüğü gibi öyle çok hızlı yürüyen ve desteklenen bir hareket değildi Siyonizm.
1887'de Dr. Teodor Herzl'in Basel'de topladığı I. Siyon Kongresinde Yahudilerin huzur içinde yaşamaları için bağımsız bir İsrail Devletinin kurulmasının şart olduğu, bu devletin de ancak ve ancak Filistin topraklarında kurulabileceği kabul edildi. İyi de bu topraklarda Osmanlı Devleti vardı. Osmanlı Devleti, bırakın bu topraklarda bir Filistin Devleti'nin kurulmasını, Osmanlı tebaası olmayan Yahudilerin mülk sahibi olmalarına bile müsaade etmiyordu.
Sonrasında Teodor Herzl ile Sultan II. Abdülhamit arasında geçenleri herkes bildiği için bu kısmı pas geçiyorum.
Rothschild’ler ve Baron Hirch gibi Osmanlı bürokrasisinde nüfuz sahibi kişiler ve Siyonist-Yahudi örgütler, Filistin’e Yahudi göçünü teşvik etti. Ayrıca Filistin’deki mahalli idarecilerin ve menfaat gruplarının gösterdiği kayıtsızlık ve işbirlikçi tavır, yasakların delinmesine neden oldu. Yahudiler, müstear isim ve sahte belgelerle Filistin’de toprak sahibi olurken; rüşvet, baskı, tehdit ve gasp gibi yöntemlerle yerli nüfusun direncini kırmayı başardı. Filistin’deki Yahudi nüfusu, 1876’dan 1908 yılına dek 3 kat artarak 80.000’e ulaştı. Siyonistler, Filistin’de 40.000 dönüm arazi almayı ve 33 yerleşim birimi kurmayı başardı.
1909'da II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi üzerine İttihatçılarla zaten çok sıkı fıkı ilişkiler içinde olan Yahudiler bu sefer daha da can ciğer kuzu sarması oldular ve ''Yapacağınız devrimler için ne kadar paraya ihtiyacınız varsa veririz. Yeter ki Yahudilere konulan yasakları kaldırın.'' Demeye başladılar ve gerçekten de başta konut edinme ve göç etme olmak üzere pek çok yasağı - geçici olarak- kaldırttılar.
Derken 1914'de I. Dünya Savaşı başladı.
Bu savaşın başında Yahudiler, İngiltere ile Almanya arasında bir süre git- gel yaptıktan sonra İngiltere tarafını destekleme kararı aldılar zira Rusyalı bir Siyonist olan Haim Weismann'a göre bu Savaşta Osmanlı Devleti çökecekti. Osmanlı Devleti çöktükten sonra bağımsız bir Filistin Devleti kurulacak, Yahudi göçüne kapılar olabildiğince açılacaktı.
Bağımsız Filistin Devleti zaman içinde nasılsa halledilirdi. İlk iş Filistin'e yerleşme ve mülk sahibi olmanın önündeki engelleri kaldırmaktı. Bu engeller İttiahat ve Terakki tarafından kısmen kaldırılmış olsa da İttihatçıların sağı solu belli olmazdı. İşi sağlama almanın yolu İngiltere'ye destek olmaktan geçiyordu.
Rus Yahudisi Wlademir Jabotinsky ve Joseph Trumpeldor'un katkılarıyla gönüllü bir Siyon Birliği oluşturuldu ve bu birlik Çanakkale Kara Savaşlarının başladığı 26 Nisan 1915'den, bittiği 6 Ocak 1916'ya kadar Çanakkale Cephesinde İngilizelerin hizmetinde Türklere karşı savaştı. Ayrıca NILI ve Hashomer gibi Yahudi örgütleri de İngiltere lehine, Osmanlı aleyhine casusluk yaptı I. Dünya Savaşı boyunca... [ NILI Örgütü 1915-1917 Yılları arasında Osmanlı Devleti aleyhine faaliyet gösteren ve Sarah Aaronshon, Aaron Aaaronson ve Rivka Aaaronson tarafından kurulmuş olan bir örgüttü. HASHOMER ise 1909'da yani II. Abdülhamit tahttan indirildikten sonra İsrael Shochat, Alexander Zaid, Yisrael Gladi ve ileride İsrail'in II. Cumhurbaşkanı olacak olan Yitzak Ben Zvi tarafından kurulmuş bir örgüt olup bu örgütün en önemli amacı Filistin'in işgalini kalıcı kılmaktı.]
Osmanlı Devleti, Yahudilerin bu faaliyetlerine karşılık ilk tedbirler olmak üzere Filistin'de bulunan ne kadar Osmanlı uyruğunda olmayan Yahudi varsa onlara ya Osmanlı uyruğuna geçmek ya da bu toprakları terk etmek şıklarını sundu. Türk uyruğuna geçmek istemeyenlerin Filistin'e girişleri kesinlikle yasaklandı. Ayrıca kaldırılmış olan Yahudilere mülk edinme hakkına tekrar son verildi.
Fakat bu tedbirler Yahudileri durdurmuyordu. Özellikle de İngiltere hesabına yaptıkları casusluk İllallah dedirtmişti.
Savaşın ortasındaydık ve aynen Kafkas Cephesinde Ermenilerin yaptığı gibi Filistin Cephesinde de Yahudiler, Türkleri arkadan vuruyordu. O halde Ermenilere karşı nasıl bir tedbir alındıysa Yahudilere karşı da aynı tedbir alınmalıydı. Yani Filistin topraklarından tamamıyla tehcir etmek: Sürüp atmak...
Bahriye Nazırı ve 4. Ordu Komutanı olan Cemal Paşa böyle düşünüyordu. Yahudileri Filistin'den tamamen ve bir daha geri dönmemek üzere sürüp attığımız takdirde hem bu cephedeki savaşımız daha kolaylaşacak hem de asırlardır başımıza bela olan bir unsuru def etmiş olacaktık.
Peki bu düşünce eyleme dönüştü mü?
Gelecek bölümde.
( Yafa Ve Gazze'nin Tahliyesi, Kıbrıs'ta Kurulan İsrail Devleti.--1. Bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 18.10.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.