Hangi rengin duasıydı sarılı kaldığım
düş pazarında palazlanan düşlere kiracıyım.
Otağı kurduğum göğün tornistan
dediğim ömrün bitmeyen vardiyası azameti değil asgarisi sözcüklerin taban tepen
kalemin dirayeti ve direktifi ve işte kendime yabancı kaldığım…
Düş kıvrımları
Bazen bir yitim
Bazense sonlanmak bilmeyen bir ritim
İçimin Pazar akşamlarına takılı bir
şarkı gibi
Nemalandığım ikircikli mevsim
Ve isyanın ambarında
Gagalarken yalnızlığımı
Nasıl da çoğul olduğuma kanaat
getirdim
Çokbilmişlerin şehrinde
Çok görmüşlerin tininde…
Şiire maval okuduğum dünlerden uzak
Masallar diyarında gezindiğim kadar
İçinde salındığım o sandal
Sefasını süremesem de hayatın
Cefamla müdavimi olduğum kadarım
Sesler beyitlere b/ölünen
İmgeler uzaklardan bana d/okunan
Bir sevi busesi
Masum bir aşkın atlattığı badiresi
Kıyısından köşesinden tutunduğum
kadar şiire
Mevsimlerden seken kuş gibi
Kanat açtığım ikbalime…
Seyrüseferi ki bu yangının
Seyyah ruhumda saklı olası veryansın
Komplimanlar sunduğum cihanın
Hem uzağında hem tuzağında
Göğe bir çentik atmak adına
Sıramı savdığım çok mu belli?
T/av olduğum kalemin deryası
Devşirmesi duyguların içimde saklı
duası
Duayeni olsam ne ki hüznün
Münferit hecelerde
Tek şık iken aşkın bekçisi
Olmaya aday
Kâh Zühre Yıldızı kâh Mihriban
Dökümlü eteklerimden dökülen
yıldızlar misali
Mehtaba sevdalı bir şarkı…