KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
semazen.net
ŞİİRLER BİZE NE SÖYLER?
Şiir yazıyoruz. Makaleler
kaleme alıyoruz. Aklımızı ve alnımızı terletmeye çalışıyoruz. Kitaplar
çıkartıyoruz…Neden bu kadar yorgunluğa giriyor, bin bir türlü zahmetler
çekiyoruz? Tabir yerindeyse bir lokma bal için binlerce, on binlerce çiçeği
dolaşıyoruz. Dolaşıyoruz, belki insanların ağzını tatlandırabilir, gönülleri
inşiraha kavuşturabilir, huzur-u kalp dediğimiz sekinete ulaşabilir miyiz diye.
Tabii bizim görevimiz
yazmaktır. Yazarak midelere bir şey girmez ama gönüller tatlanır, sadra şifa
olur, temiz toplum oluşturmada bir nebze de olsa katkımız bulunmuş olur. Eğer
yazılanlar, insanlara bir şey vermiyorsa, toplumda bir değişiklik olmuyorsa,
yanlışlardan doğrulara bir yöneliş bulunmuyorsa o vakit yapacak bir şey yok
demektir. Yani yanlışlar devam eiyor diye yazmayı, düşünmeyi, aklı terletmeyi
bırakacak değiliz.
Yazılanlara burun kıvırılıyor,
şiirlere şaşı bakılıyor, kitaplara fersah fersah mesafeli duruluyorsa… o zaman
hayatımızda bir yanlışlık var demektir.
Şiirler, düz yazıya nispetle
daha çok okunmalı, daha fazla önemsenmelidir. Çünkü şiir; düz yazının
sayfalarca anlatmak istediğini bir dörtlükte (Kıtada) anlatıyor. Düz yazının
uzunca bir cümlede anlattığını, şiir bir satırda (mısrada) anlatıyor.
Aşağıdaki; “Bir Türlü” ve “Bizim Yunus”
isimli şiirlerimi birlikte okuyalım. Şiirli günlerimiz eksik olmasın.
Bir Türlü!
Komşuluklar öldü, şimdi mezarda,
Derdini alacak dil yok bir türlü.
Dostluğu sevgiyi, kitap yazar da,
Sohbete gelecek, yol yok bir türlü!
Hal hatır mesajla, sorulur oldu,
Ticaret mesajla görülür oldu,
Ataya mesajla varılır oldu,
Yüzlere gülecek, hal yok bir türlü!
Sanal âlemlerin zehrine dalar,
Kendini bir anda, gayyada bulur,
Samimi kalacak, el yok bir türlü!
Tefekkür etmeyi, kenara attık,
Kelamı unuttuk, battıkça battık,
Dilârâ canları, ucuza sattık,
Huzuru bulacak, il yok bir türlü!
Sırça köşk yıkıldı, inkisar kaldı,
Harabeye dönen, bir hisar kaldı,
Gözyaşları aktı, ah u zar kaldı,
Neşeler salacak, dal yok bir türlü!
Bizim Yunus
Dergâha eğri odun taşımadı,
Elif misali kuldu bizim Yunus.
Allah’tan başka ilah tanımadı,
Sözden ziyade haldi bizim Yunus!
Anadolu ereni halkın yarı,
Gönüldür Kâbe’si şaşmaz diyarı,
Merhamet ölçüsü dostluk miyarı,
Türkçe konuşan dildi bizim Yunus!
Dîdar sevdasıyla yandı tutuştu,
“Miskin Yunus” diye üne kavuştu,
Hep iksirler sundu cana yetişti,
Huzuru Hak’ta buldu bizim Yunus!
Varlığın anlamı sevgiye teşne,
Sufice dostlardan olsaydık keşke,
Gönül erlerini bilseydik keşke,
Meşk diyarında kaldı bizim Yunus!
Âlemi suladı derya misali,
Muhabbet sağladı dervişçe hali,
Nefsini bağladı kırdı melali,
Adeta akan seldi bizim Yunus!
Dünyaya gelmedi bir hülya için,
Yaşamadı o kuru sevda için,
Yazdığı şiirler Hak dava için,
Sevgiler veren eldi bizim Yunus!