Düşlediğimden ötesisin en azından
ötekileştirilen benliğimin nüktesinden s/üzülen yeminler gibi.
Aşkın da hallacı ve pişekar
sevinçlerim dünde kaldı.
Aksayandı ayağım akasyaların sükûtunda
demlendiğim.
Aş erdiğimdi yürek yasam:
Yasımla hemhal dökülen yaşımın
tufanında beti benzi atan verip de alamadığım o selam.
Öyküler dizdim bir bir.
Kimine göre hurafe iken mutluluk.
Çeyiz sandığımı çaldılar bir de
hayallerimi:
Yerle yeksan edilmişken benliğim…
Ve tutulduğum fırtına.
Rüzgârın estiği değil rüzgârın üşütüp
erittiği.
Bir kıblem vardı bir de kabrim ve
annem:
Sazın sözün yittiği.
Bir de kalemim ve rahlem:
Dingin olmayı özlediğim kadar
kendimden kâh gidip kâh geri dönemediğim.
Minyondur annemin elleri:
Gözleri ise gök mavisi.
Yaşı eksik olmaz yası da:
Aş erdiği dirlik ve sağlık yok işte
ötesi.
Bir izdivaçtı kaderin sunumu:
Ben ve kaderim derken bir harf ihlali
eşlik ederken bir de kederim.
Göle maya çalan kalemim bense berduş
bir hüzünle sarılı.
Yerle yeksan olmuşken ömrüm.
Günü kurtardım ya, azizim yoktu ötesi.
Gün mizaçlı bir şiir daha dikmeliyim
kalbimin toprağına ama yetmez.
Geceye düşkün filan da değilim artık
gece dahi düşmüşken gözümden sabahı karşıladığım şafağın da attı mı şafağı ve
kalemim iken dayalı şakağıma şakayıkların vardır elbet bir maruzatı.
İlahi aryalar.
Dokunulmazlığı kaderin.
Düş fakiri kimse beni yuhalar.
Oysaki ağırdan alıp da adımın Molla
diye çağrıldığı…
Ben bir çağ yangınıyım.
Ruhumda çalan çanlar ama yetmez.
Ve işte o devasa çan eğrisi:
Her ne hikmetse hiçbir şeye gücüm
yetmez.
Gücüme gidiyor artık yaşamak
gümbürtüye gitmişken de hayat ve o hoyrat nefesi kalemin hem aşka biat hem de
tüm sevgisizliğe inat ve işte kordan hecelerle örüyorum saçlarını annemin:
Ne çok beyaz ne çok ak ne çok yara.
Kaile alınmadığımdan da ötesi ve işte
dimdik kale duvarlarım kanamalı imgelerin badiresi:
Saf tuttuğum kadar sevgide bakir bir
yayladır yüreğim.
Zambaklar açan.
Ve zuhur eden zemheri.
Bazen erozyon bazen halüsinasyon
artçıların akıbeti ve nasıl da yakınım ölüme hele ki sınandığım kadar ölümüne
sevdiklerimle…
Ve dünümde saklıyım elimde horoz
şekeri tüten dumanı sobanın ve işte aile olmanın güzel mizacı.
Kaç santim uzadıysa boyum yetmedi
boyumu aşan dalgalar.
Yâdım.
Yağdığım.
Yetmedi yağmalandığım.
Bense yağan kar kadar beyaz ve saf ve
masumum.
Kıtlama yaptığım her demli şiir
derdimi tasamı unutmak adına yazılası nicesi…