Ölümü irdeleyebilirim sönen ateşinde
yüreğin tüten dumanla iştigalim…
Aşk iken neşri ümidin ve yosun tutan
anıların saf tuttuğu bakir kıyılar kıraç coğrafyalar gölün de gönlün de asla
maya tutmadığı bir masaldan firar ederken gerçek kahramanı hayatın hayallerden
inşa edilesi bir cennet bilse bile hayatı ömrün arka bahçesinde saklı hem son
durağı hem kabri hem yüreği…
Düşlerime teğet geçtim sevgiyi.
Kıblemde saklıyım.
Şerh düştüm sevgiye oysaki ben sadece
bir masal kahramanıydım.
Romanların değil racon kestiği değil
asla mertebelerin arşa erdiği ve işte kundaklanan hayaller ve işte kapkaça
uğrayan sevgi.
Gönlün surları.
Sözcüklerin serleri.
Şairin sırlı aynaları.
Kelamın sönük teni.
Aşkın tini.
Yalnızlığın vebali ise boynuna şiirin…
Bir idam mangası iken toplanan
kalabalık.
Bir de idam sehpasında teftişe
çıkmışken kuru kalabalık.
En çok da insan celladına âşık
olduğunda çekilen ipi ve de çekilen pimi aşkın ve duvağından sökün ederken
karanlık ölü çocuk gelinin kanlı gözlerinde masum yüreğinde el değmemiş
bedeninde mezar sessizliğinde iken ve de evren ve işte melekler ağıtlar yakan
ve işte kanadı kırılan kanayan tüm akıl melekelerinin de bir bir zihinden firar
ettiği.
Feryadı figan.
Ölümlü müdür sahi şiirler ve de
ölümlü müdür sahiden de kalemi şairin?
Bir ipek böceği mahiyetinde kozasında
saklı sırları.
Tek kozu varsın olsun sevgi akabinde
hayal kırıklığı.
Tozu dumana katan dünlerin sonlandığı
ve de şair iken öykünen dününe ve yazılası öykülerin şiirlere hikâye olduğu…
Pervasız bir bulutum bu gün.
Nutkumsa dünde tutuldu.
Düşlerin tarhında aksayan ayaklarımın
duyulmaz iken sesi ve bir adım ötesi.
Sözlükse lalden bir külçe ölümüne
sevilesi şiirlerin nesrinde saklı hüznün alfabesi.
Algı eşiği ve de şairin kulaklarından
gitmeyen.
Alıntıların beşiği belki de bir
logaritma sözcüklerin duyguların şahı iken aşk ve şahlanan beşiği şairin.
En tempolu vazgeçiş.
Süzülen gün ışığı celp eden gülüş.
Sevi dili yaprakların titri ve
mehtaba âşık iken yıldızlar zemheride yolculuğu yorgun yılların künyesinde
külliyesinde saklı zaaflar.
Öznesi ömrün tanık iskemlesi.
Şahitliğinde meleklerin ve çürüyen
düşler silsilesi.
Bir kıyım ertesi kıyama durulası.
Sözcüklerin reçinesi asfalttan yürekler
zeminde kaygan bir halı boyutların iz düşümü belki de meddücezri sevdanın yalın
ve yatkın ve yetkin bir ölüm dilerken şair göğün kıraç bulutlarında uçuşan
yüreğin şahikası ve ak alnı ve anasından emdiği ak sütü demlediği kadar
yüreğini sevginin tortusu dahi yeter zemheride ölen onca çiçeğe…
‘’İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak.
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini
bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan.’’(Alıntı)
Nemli düşlerimi
topluyorum bir de geride kalan can parçalarını.
Billur sesinde
saklıyım İlahi Aşkın:
Duymadıkları.
Görmedikleri.
Bilmedikleri kadar
da varım hani bu hayatta serzenişim zalime ve tayfasına aşkın hararetli ç/ağrısında
saklı bir mevtayım.
Her gece daldığım
ölüm uykusu.
Her an deşilen içim
ve zalimlerin zihniyeti:
Çürüğe çıkan bir
düş müdür yoksa mealim ya da çivisi çıkmış dünyaya bir çivi de ben mi
çakmalıyım?
Yılmadan sevdiğim.
Yorulsam bile
yorulduğum yerde köprü kuran sevdiklerimin çoktan göç ettiği…
Bir zamanlar top
atılsa uyanmayan ben gecenin ziftinde hüznün zikrinde ve tek zaafım iken
eşelenen yüreğimden boca ettiğim sevgi tüm sevdiklerime.
Telaşla yaşadığım
telaşla sevdiğim bile bile sadece bir kum zerresi olduğumu bilmezden geldikleri
iken tek servetim sevgim hicazın eşiğinde hüznün beşiğini tıngır mıngır
salladığım kadar da var hani annemin beşiğinde uyuya kaldığım ve annemin
sesinde soluklandığım solsam bile şiarım iken gök kuşağı ve kubbenin karartısında
aldatılmış bir bulut gibi aralıksız mesaiye kaldığım zemheri.
Yakuttan gözlerim.
Yeşeren
gözbebeklerim.
Misilleme yapan
sözcüklerin de illa ki varken bir ederi.
Dokunulmazlığımın
kilit noktası alt belleğimin kilitli çekmeceleri var surdan kaleler ve serden
yeminler sırlı aynaların onca kırık parçasında bir b/ölü iki iken aşk tekil
hanemde ve tek tüfek sevgimde soluduğum kadar sonsuzluğu tünediğim o kırık dalı
bedenimden de eksiltmediğim dikenlerime sevdalandığım kadar da var hani hüznün
zamlı tarifesinde aşk ile kuşandığım aşk kokan cennetimde saklı tüm sermayem.