Sahibi bulunamayan mektup gibi,
Bir türlü adrese varamıyorum.
O dağ senin, bu ova benim,
Dolaşıyorum bilmediğim diyarlarda.
Ağır oldu nedeni sevgi olan,
Soluklanmanın bedeli.
Bir roman, bir hikâye gibi oldum,
Yırtık sayfalarda yazılan.
Ben doluyum satırlarda,
Geçmişin sitemi, nazı, hüsranı,
Şiirlerde ki yitik mısralar, nağmeler gibi,
Özlem, sevgi, bazen de coşku dolu.
Geçmişime seslenmiştim satırlarımda,
Kurutulmuş gül yaprakları koymuştum arasına.
Beni çizmiştim, seni yazmıştım üstüne,
Suskunluğunu, bakışlarındaki çaresizliği,
Cevapsız soruları sıralamıştım ardınca.
Sararmış sayfalarda aradım tozlanmış anılarını,
Arasam da bulamıyorum silik bile olsa hayalini.
Geçmişe, düne seslendiğim gönül kavgalarını.
Bir kara kutuya hapsedilmiş gibi,
Kayboldum yazdığım satırlarda.
Ne kutuyu bulan, nede mektubu alan var.
Geri gönderiliyorum bilinmezlere.
Adressiz mektup gibi dolaşıyorum diyardan diyara.
Pulsuz mektup gibi varamıyorum adrese.