Karasularımda bu gece
Doluna asılmış son resmin
Bağlarımız ince sicim
Ha koptu ha kopacak hayalinde
Silik yüzündeki anlam sakin
Gözlerinde ayın sureti var sanki sevdiğim
Ne dersin?

Artık yetmez mi manaların dilsizliği?
Uzak etme bu hasreti
Geceler kör olmadan gel…

Ay doluna dilenmeden,
Yıldızların feri sönmeden,
Yürek vefasızlığa yenilmeden gel…

Erguvanlar dökülmeden gel...

Hangi vakitti çekip gidişin
Geriye açsam takvim yapraklarını
O son anı çözer mi ellerin?
Ah sevdiğim,
Sanrılar ne kadar sahipsiz
Yelkovan gibi bir dakikalık kokunu özledim
Gözlerimi yumsam on ikiye
Dokunmayacaksın
Bilirim…

Artık yetmez mi beklemenin çilesi?
Perişan etme bu hasreti
Günler kavrulmadan gel…

Aklarım karalarımı örtmeden,
Kokun sandıklara kilitlenmeden,
An seni beklerken gel…

Erguvanlar dökülmeden gel…

Söylesene hayalim,
Hangi bahardı ‘’Hoşça kal’’ deyişin
Ruhumda çözülmüş bir boşluk,
Erguvan yolu kurumuş, susuz
Sensizliği hoşça adlandırma mı nasıl bekledin?
Ah adı sen olan şarkılar
Beni bıraktığın dipsiz kuyumda
Duvarları ağlattılar…

Artık bitmez mi sevdanın hapsi?
Mahkum etme bu hasreti
Müebbedim sonlanmadan gel…

Pembeliğim solmadan,
Vedalar nasırlaşmadan,
Bahara sonu eklemeden gel…

Erguvanlar dökülmeden gel…


***
17 Mayıs 2009
( Erguvanlar Dökülmeden Gel başlıklı yazı asli-kaya tarafından 20.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.