Eğer aşk senin benliğinden

önce geliyorsa o aşk değildir “,demişti bir gün derviş gözleriyle yüreğimi süzerek .Aşkı bulmak  için kendinden   vaz geçeceksin  aşık olmak için canını  vereceksin.Şimdi  aşka erişmek için  önce  pişeceksin”. Ondandır  ben aşk için yandıkça  çıkarsızca ,kavruldukça sessiz  çığlıklarımla  karşıma çıkan  çiğ leri  kendimle birlikte  pişirmeye çalışmam. Benim ateşim  odunum  beni pişirdi kül  etti de .Yüreği taşlaşmış olanlar  hep çiğ  kaldılar  yanımda  sahte sevdalarıyla .Benden önce neyseler benden sonrada  aynı kaldılar.

 

Yolumun bundan sonraki  duraklarda  kimse yok  artık yorgunum .Martının  uçmaktan  yorulması  gibi  bir şey  o bir kıyı bulur  kenarda , ben  ararım  ama, bu çölde  su aramak  gibi  bir şey ÖĞRETMENİM.

 

Neler hayal ettim  ellerin saçlarımı  karıştırmasını  tenini koklamayı  hayal ettim. Yine  bir kadehte hayal oldu  hayaller, rüyalar  hayatın ızdırab ı da  sevileni de canan  değil mi ki.

 

Aşık  olmaya  sevmeye  başladığını  anlamak yada  fark etmek bu kadar  zor mudur ki , adına hikayeler şiirler  yazmaya başlar  insanlar.

 

Şair şöyle  demiş.Buradaki tarif.aşık olmaya başladığını fark ettiğin anın tarifi oldukça basittir.Ona kavuşmak için eğer ki tüm engelleri zaman içinde  dakikaların  çok hızlı  akmasını  istiyorsan ki  istiyorsundur . ve ondan her ayrıldığında  daha bir dakika geçme den  onu özlüyorsan  işte o zaman  başla  aşık olduğunu  fark etmeye.

 

O vakit  anla ki.

Sevmek  hoştur amma  mecnun olmak  başkadır.

Canana  varmak  hoştur amma  yaren  olmak  başkadır .

Ateş olmak hoştur  amma  yanık olmak  başkadır  başka .

Talibi  olmak  hoştur amma  sadık olmak  başkadır  başka .

Yanık olmak  başkadır  çünkü  aynı zaman  da  kaybetmeye başladığın anda  olabilir.

 

Aşık olup susmakta vardır , cümleler kurmak istersin ama  tüm cümleler yetersiz kalır  kalacağını da bilirsin  cümlelerin  özeti de  bellidir  zaten. “ Sevda ,” amma  sevdanın içi çok başkadır  anlatımında da  her kez  için  bir  başkadır  ama susarsın . çünkü  bilirsin ki  anlattıkların  karşındakinin  anlaya  bileceği  kadar dır , daha ötesi yoktur.

 

Kalbinin sesini dinlersin , onu iyi dinleye bilmen için susman gerekir, sen  konuştuğunda  belki kulak vermeyecek  birileri   varken , en güzeli senin kalbine kulak vermen değilmidir?

Kalp derki dinle beni, derki söyleye bil “ SEVİYORUM SENİ” ..İnsan  aşık olduğun da  susabilir , zaten  adamlar  şarkısını da yapma mış mı  ,bir gün çılgınlık edip  seni sevdiğimi  söylesem , alay edip  güler misin  yoksa  sende  sever misin ? Alay etsin  ne olacak demeyin , duygular alayı  kaldırmaz, alayı kaldırsa zaten aşk olmaz, birde düşünsenize  aşık olduğunuz kişi seninle alay ediyor , bir kere  aşkı  kaybettiğin  yetmiyor  gibi  birde aşık olduğun  varlığın  insan olmadığını  anlamak  zorunda kalırsın . O zaman dersinki  keşke  bir çiçeği  sevseydim , en azından  adını gül kordum  dikeni  daha az  incitir olurdu, Bilirdim batacak olan dikeni. Yinede bütün bunlara rağmen  haykır  bütün olanca gücünle” SENİ SEVİYORUM “ diye  yada  yardım iste  bir ozandan  “Seviyorum seni  ekmeğe tuza  banıp  banıp  yer gibi”, yada  bir  sanat müziği gelir  dile “Git diyemem kal  diyemem , sen goncasın  gül  diyemem çok severim , söyleyemem  sorma güzel  ne olursun” işte sevmenin aşkın  anatomisi..Sevdin mi ADAM gibi  seveceksin Sevildin mide  ADAM  gibi sevileceksin…

 

 

( Sevmek Ve Aşk başlıklı yazı mehmet-erol- tarafından 16.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.