Ekmek bulunmaz yitik
Hayat çileden ibaret
Issız köşelerde şefkat
Sevgi ışığını arayan mecnun
Kim demiş mutlu insanlar
Ya da mutsuz insanın başı dik
Gel düş önüme ara
Gece yıldızlara meftun
Yıldızlar yalnızlığa mahkum
Göğün en yalnızı
Kendi başına çoban yıldızı
Yaşamın kıyısında mağrur
Her şey güne aşikâr
Ruh verilince varlığa
Bedende hayat, birazcık sızı
Gölgen sen durunca durur
Yürüyen bürünürken hayata
Asılır ıstıraplar
Irmaklar ulaşınca mateme
Dövünen ve de yırtınan
İlmik ilmik geçer boğaza
Köpükten halkalar
Bahçıvan mesut bir bakışla
Turunculardan yayılır rayihalar
Kayıp duruyorken yaprak yaprak
Arının en uslu hali bu
Güneşe naz yapar
Çıldırır bu dansa topraklar
Bağrını açar yarılarak
Başak başak buğdaylar
Endamlı titreyişler
Bu salınıma kim hayran olmaz
Kavisler çizerek semazen misali
Ekmek kokan memleketim gibisi var mı?
İncirin gölgesinde bebek
Anne odun ateşinde çay yapacak
Yalnızlık yıldıza az
Gündüz de ışıtsa
Güneşin şöhretine ortak olacak.