Avrupa ve Avrupalıyı gözümüzde çok büyütmüşüz. Teknolojisi bizden çok ilerde olan bu insanlarında, batıl inançları yok sanmayın. Var. Hem de üstelik bilimi ve bazı şeyleri nasıl ihraç etmişsek bazı inançlarını da istemeden etmişiz. Ya da onlar bizde boşluk bulup girivermiş hayatımıza… Avrupalının ilk kez duyduğum bazı batıl inanışlarını da sizlerle paylaşmak için bu özel bölümü hazırladım umarım beğenirsiniz.

 

Biliyor musunuz? Avrupalı hangi gün hapşıracağı konusunda kararsız kalmış.  Ben yazarken çok eğlendim. Pazartesi: tehlike, Salı: yabancı birini öpersin, Çarşamba: mektup alırsın, Perşembe: iyi, Cuma: üzüntü, Cumartesi: ise yarın sevdiğini göreceksin, Pazar: tüm hafta kötülük hâkim olacak… Hapşırığı tutmak insanın elinde değildir. Fakat imkânları olsa cumartesi hapşırmayı tercih ederler, sevdiklerini görecekler ya…

 

Avrupalı evinde hayvan besliyor, fakat bunun için baya dikkat etmesi gerekiyor. Sevmek beslemek güzel ancak inandıkları şeyler, onlarla nasıl baş ediyorlar acaba? Hayvanla göz göze geldiğinde ilk sen bakışını kaçırırsan kötü şans, ilk hayvan kaçırırsa etrafında kötü ruhlar gezinir. Dikkat! Bir kere göz göze geldin mi yandın ne yapsan boş… Ya kötü şans ya kötü ruh seçim yapmak zor değil mi? Bu kadar olur diyorum…

 

Avrupalı, sarı ışıkta rahatça geçebiliyor ve polise de yakalanmıyor. Etrafa bakınıp hızlıca kaçmıyor tabiî ki… Sarı ışıkta geçersen, parmağını öp ve tavana dokun polis yakalayamazmış:) Güzel basit bir çözüm. Denemek lazım değil mi? Ya tutarsa…

 

Az sonra okuyacaklarınızın ardından; elinize kalem alıp uğraşmayın… Sonradan olanın pek bir faydası olur mu? Bilmiyorum. En azından anneniz gerçeği biliyor… Sırtta ben veya leke çuvalla para demekmiş. Sırtında beni ya da lekesi olanlar lütfen, aslı var mı merak ediyorum. Küçük bir not bırakır mısınız? Benim sırtımda ben var, bir çuvalda param var diye…

 

Makas bir şekilde evde çok kullandığımız aletlerden biri. Gençler makas kullanırken biraz dikkat edin. İnanmayacaksınız ama aşkta geleceğiniz buna bağlı… Elindeki makası düşürürsen sevdiğin sana sadık olmayacak. Amanın… Ya yanlışlıkla makası elinden düşürürsen ve sevdiğin sadık ise… Çok güldüm ama sevgilinin durumuna da acımamak imkânsız…

 

Üzerine konuşacak bir şey bulamadım. Sadece gülmeyle yetinip sizin düşüncelerinizi soracağım. Bir günde hem güneş parlar hem de yağmur yağarsa; şeytan karısını kızartma tenceresi ile dövüyor demekmiş… Yüzünüzdeki gülümsemeyi gördüm. Avrupalı diyoruz ama inandığı şeylere gülmemek imkânsız. Gözümüzde çok mu büyüttük ne?

 

Hadi bakalım bir gün çok dikkat etmemize rağmen aynı masada on üç kişi olduk eee ne olacak şimdi? Bu masadan yemek bitince mecburen kalkacağız… Aman ilk kalkan siz olmayın. Neden mi? On üç kişi masada ise ilk kalkan ilk önce ölürmüş. Bir masada oturarak yaşlanmak istemem. On üçüncüyü masadan kaldırmanın bir yolunu bulmak gerekir. En yakınımızdakini ittiriversek :) ya da bizi iterlerse…

 

Bunu yapmak için dikkat gerekli sakın siz denemeyin! Köprüden geçerken, ayağını kaldırıp nefesini tutman gerek, eğer iyi bir şans istiyorsan. Zaten ayağını kaldırıp köprüden geçerken iyi bir şansa ihtiyacın olacak, hele birde nefesini tutuyorsan…  Avrupalının o kadar çok şansla alakalı inancı var ki acaba diyorum? Bu kadar bilimde ilerlemeleri uyguladıkları bu batıllar sayesinde mi? Acaba bizde inanmaya başlasak mı? Ne dersiniz…

 

Fotoğraf çektirirken aman dikkat ortadaki siz olmayın… Çok sev(me)diğiniz biri olabilir. Çektirilecek üç kişilik fotoğraftan ilk önce ortadaki mevta… Acaba aslı var mı? Ben sevgili kayınvalidemle bir fotoğraf çektirsem nasıl olur? Yanlış anlamayın sadece arada çıkarıp bakmak için cüzdanıma koyacağım. Şöyle eşimle ikimiz ortamıza alsak ohhhh ne güzel.

 

Çok merak ediyorum. Olur da Avrupa birliğine girersek; uyum yasaları gereğince acaba bunlara bizim de inanmamız gerekir mi?

Avrupalı diye gözümüzde çok büyüttüğümüz insanlar da kendince batıllar içerisinde. Fakat bu onların bilimde ilerlemelerine uzaya kadar ulaşmalarına engel olmamış. Bizde ise durum aynı değil hala yaya kalmış durumdayız…

( Avrupada Batıl İnançlar başlıklı yazı BirgülERDOĞAN tarafından 17.04.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu