Onun aşkı ile gündüz gecem de,

Sarmayan Veysel’ce yanmaya varım.

Hissettiğim duygu seli hecemde.

Durmayan Ömer’ce kanmaya varım.
 

            Ne çıkar, her gören yüzünü dönse.

            İş bilen yokuştan düzüne inse.

            Bana kazık atan enayi sansa.

            Sormayan Osman’ca sunmaya varım.
 

Gafletinden bir an hataya düşen,

Uykudan uyanıp geriye koşan,

Kırk yıl dağdan odun taşıyıp, pişen,

Kırmayan Yunus’ça donmaya varım.
 

Yedi yaşında bir garip can iken,

            Altmış altı sene gözyaşı döken,

            Eline verilmiş gül diye diken,

            Görmeyen Veysel’ce banmaya varım.
 

Tüm firavunların gücü yetmemiş.     

Allah’a umudu artmış, bitmemiş.

Hızır’a sormadan yola gitmemiş.

Vurmayan Musa’ca inmeye varım.
 

            Kız doğduğu için her gün horlanan,

            Allah’ın lütfüyle güzel arlanan,

            Yaş hurma dökecek, kütük ırlanan,

            Dermeyen Meryem’ce anmaya varım.
 

Hızır Paşalarım ateşi yaksın.

Cellâdım urganı boynuma taksın.

Keyifli seyredip, halime baksın.

Germeyen Pir’imce dönmeye varım.
 

Dostlarda anılan isimle kalmak.

Önemli olanı imanı bulmak!

Dursunî isterdi, yerinde olmak.

Yormayan Ali’ce binmeye varım.

 

Dursun Yeşil - 2008

( Varım başlıklı yazı dursun-yesil tarafından 11.05.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.