1
çalınmış aşkların yılkı ecrinde zaman
saklambaç oynar tozlu bulutlarda rüzgâr
melek kanadından kopan inci tanesi
saklı bahçe de açan gül
güneşin eteklerinde sancı
ve
toplarken dikenlerini gül/ün minik serçe
saçlarından dökülür kan rengi gülüş
ipek tenine
hiç bu kadar yakışmamıştı mai
ibrişim çetelesinde
karalıyorken yangınlarını yürek
geçmiş zaman nedbesi gibi,
uçuklar…
dudağının kıvrımı
gözlerin,
bekâretinde gizli çocukluğun
ki..onlar hala masum.
burun deliğinde sıkışıp kalmışsa yaşam
göğsünde kurulur idam sehpası
bir yanında cehennem zebanisi
vururken kazmasını sin’ine
söker azı dişini
kış vurgunu olmuş sevginin,
çekinik aşk cücüğü!
mazgalına eksen kurak toprağın
boy-boy büyürse prematüre günah
yol bitmez
tırtıl güncesinde
bir gün daha soyunurken,
yeni bir düne
solgun takvim yaprağının
hendekleri vardır zamanın,
uçurumları da..
merdiveni yokuştur aşkın.
inişi de çıkışı da…
bağlanmışsa ihanet topuzuna zincirin
ki, onlar puşt zamanların zer/ duşlarıdır
ister veli ol, isterse; deli
kıvrak rakkasenin ateşinde
dönen pervane…
sol yanıma diyet düşüyorken kanlı hançeri
kını ellerinde kaldı
yaralı, hep yaralı…
ahir zaman aşkları…