KAYBOLAN DEĞERLER
 
     Evet; kaybolan değerler , kaybedilen değerler ya da kaybettirilen değerler. Şu üç şekilde de bizler bir şeyler kaybediyoruz. Bizler ki ;tarih sayfalarına adı altın harflerle yazılmış bir neslin torunları ,bizler ki üç kıtada hüküm sürmüş bir imparatorluğun evlatları ve yine bizler ki İslamiyet nuruyla yıkanmış bir ecdadın varisleri; ne çok şey kaybettik, öyle değil mi?
     Saygıyı kaybettik. Sınıflarda muallimlerimize küfür edecek kadar kaybettik ve yine onlara sokakta tokat atacak kadar…Bayramlaşmayı unuttuk, büyüklerin ellerini öpmeyi ; anayı, babayı hatırlamayı unuttuk ve onları o huzur evi denilen huzursuz eve atacak kadar onlardan nefret ettik. Büyükler.. büyükler! Hani İslamiyet büyüklere saygı diyordu, sevgi diyordu, şefkat diyordu, merhamet diyordu? Nerde kaldı bu değerler? Nerde mi kaldı? Kalbin süveyda denilen kara noktasında hapis kaldı, kafa kağıdının üzerinde yazılan ‘islam’ yazısının içerisinde mahkum kaldı…
      Sonra, camilere uğramayı unuttuk. Oralara gelip te hal hatır sormayı ,yolda birbirimize selam vermeyi unuttuk. Yardımlaşmayı , düşeni kaldırmayı unuttuk ya da düşene bir tekme de biz atalım dedik. Eskiden gizli yapılan yardımlaşmaları , şimdi herkes görsün diye habercileri çağırıp reklam yapar olduk. Hey gidi hey biz ne olmuşuz böyle…
     Yolda yan baktı diye adam keser, bana yüz vermedi diye kız biçer, param yok diye intihar eder olduk. Yaşanan her güzel şeyi mazi diye raflara kaldırdık. Anlık , basit sevdaları aşk diye kağıtlara yazdık. Oysa bilemedik, bilmek istemedik en güzel aşkların baki aşklar olduğunu; fani , camit ,değersiz aşklarla kendimizi avuttuk ya da belki döner diye o belki lerin ardına sığındık…
       Evet , kaybolan değerler dedik. Halbuki ne çok değerler kaybettik , bir bilsek , bir hatırlasak… Yalnız, hatırlamak istersek; aynanın karşısına geçip zamanın bizden ne çok şey götürdüğünü anlamamız yeter. İşte o zaman kaybolan değerlerin manasını keşfetmiş oluruz. Zaten o zaman da iş işten geçmiş olur.
      Değerlerimize sahip çıkmalıyız, onları korumalıyız, emaneti aldığımız gibi, bizden sonraki nesle aynen teslim etmeliyiz. Üzerimizde oynanan oyunlara prim vermemeliyiz. Bunun da tek yolu bu değerleri, toplum yaşamında yaşatmaktan geçer.
                                                                                                           FESİH SARIGÜL
 
( Kaybolan Değerler başlıklı yazı hazan tarafından 1.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.