Isırgan otuna çalan gecede
Duvarlarda silüeti donmuş gölgeler.

Camda gündüzden kalma çırpınışları
Son demlerini yüklenmiş kelebek.

Valizini toplamış Ay
Fonda yanık bir sela...
Sükunet yada sessizlik...
Belkide bir çoğumuzun derinliği.

Kaç yastıkta kaç rüyanın birbirine sarılıp
Üzerine fırtınadan kalma çiğleri çektiği saatler
Yada yazdan kalma
Yanık lodosa kucak açmış yürekler...

Ağaçlar bile tıp oynuyor
Aynı okul sıralarında
Öğretmenin bizleri susturmak için oynadığı oyun gibi
Öğrenmemiz için
Bolca dinlememiz gerektiğini unuttuğumuz günler gibi.

Evin duvarını yalayıp geçen kağıt parçaları,
Kaç savrulmuşluğun satırını taşıyor kimbilir...

Dışarda koparmak isteyen rüzgar
İçimde çakılmak isteyen nabız...
Bıçak sırtı gibi zamanı yaran yelkovan
Kendi acımasızlığında kaybolmuş akrep
Nasılda vuruyorsunuz çehreme...

Pervazları sıkıca tutkallanmış hayatım
Nasılda ıslık çalıyor.
Aynı rüzgarın kapı eşiğinden geçişi gibi...
Ruhların çığlığı gibi...

Neden herşeyi bırakmak yerine bir yerlerde
Kendimizi bırakamıyoruz ki unuttuğumuz yerde?

Ümit nehirlerimizde
Neden yıkayamıyoruz kırıklarımızı?
Susan zaman
Akan tarih...
Tekerrürü bol bir seranat
İçinde gözyaşı bol
Altı kahkaha ile çizili satırlar...

Karmaşanın tam göbeğinden
Çalılıklara sarılmış düzlükler
Avuçlarda başak tazeliği
Ayaklarda cehennem ateşi...
Kimbilir daha kaç gece
Ucubucağı kopuk çayırlarda
Isırgan otuna çarpacak gözlerim...
Yinede hepsini toplayıp
Göğsünde acı acı öğüttükten sonra
Yıldızları yorgan yapıp
Nefes aldığını farketip uyumaya değer...
( Yanık Lodos başlıklı yazı lss tarafından 18.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.