...


biliyorum,
öyle çok sustun ki;
işte ben sessizliğinin ağlamaklı yanıyım
ve sabrın divite batmış mührü, dudağındaki yakamoz kıpırtısı
ağzın lacivert
deniz
kağıt gemiler yüzdürdüğüm, güverteleri sevda yüklü



sen
limandaki kalabalığın içinde
...ayna tutan
çocuk
sun yüzüme, haylaz ve küskün
sormasın şimdi kimse
aşk
nedir diye
işte kalpte gün/eş tutulması




sustukça
üzerine gelen yalnızlığım
göz
leri bağlı
taşımasa da ellerimi kırlangıçlar saçlarına
her
gece
göğsüne iliştirdiğim karanfil kokunda saklı
seni kaybetmeyişim




suskunluğun
uçurum sesi, ve sensizliğe son hamle
ötesi toprak derinliği
avuçlarımdaki bu ter isteği
bir serçenin
ölüm
e varmak için kanat çırpması




oysa ben yaşamı gök/yüzünde,
yağmurların şarkılarında tanıdım
alnımdaki kurak vurulmuşluk,
...kapıları sana açılan nehirlerin
göz
yaşı dövmesi…
şikayetim yok, zira ben yedi renk ağlarım



kirpik uçlarımdaki
aşk

işte öylesine
yangınına müebbet
ve öylesine susadım ki; haykırışına adımı
ne yana dönsem
cehennem dolusu sesin,
bir de inadına
mavi
yle öpüşen yakamoz...


de_soulmate
( Yakamoz Kıpırtısı başlıklı yazı de_-soulmate tarafından 28.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.