*anlarsın bir gün beni
ellerin bulaşınca sevda suçuna
bir katil gibi kaçınca kendinden ve aynalardan
ki her aşk intihara meyillidir
asılınca bir kadının gözlerinin retinasına
bilirsin ki sevmek
ilk önce kendini öldürmektir*
....
gece binlerce ışık yanar bu şehirde
siz yakamozları oynaşırken görmelisiz bayım, gözlerimle
göz diplerimde karanfiller ağlar
oturdum beylerbeyinde kimsesiz bir kayaya
öylece bakıyorum karşı yakaya
...restaurantlar, diskolar
çatısı gökyüzünü delen apart/evler
yıldızlardan daha çok parlar
ben sinemaya gidemiyorum uzun zamandır
biliyorum ki
çoğu evlerde çevrilir en mutsuz filmler
ve sansür çığlıklarıdır uzun bip sesli ambulanslar
özel hastanelerden daha kalabalık
ve daha zavallıdır
devlet hastanelerinin önleri
az ilerde bir çöp konteyneri
ve yine gri
bana parçalanmış cesetleri anımsatıyor
hala aynı fikirdeyim, üzerleri çiçekli olmalı ve mavi
kimse beni duymuyor
evet…üzgünüm bayım,
evet u/mutsuzum
olmayan sevdiğimken
elinizde şık bir ruj paketiyle
*gününüzü kutluyorsunuz
bilmiyormuş gibi asla ruj sürmediğimi
ve nedenini
beni sevgilinize benzetmeye çalışırken
ısrarla kırmızıyı hatırlatıyorsunuz
demişti ki şair John Donne
"ölünce bir insan eksilirim ben,
işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor."
belki benim için de
bir müezzin salaya hazırlanıyor
gerçi ben hep ölümle oyun oynayan çocuktum, bayım
bu yüzden kendinize pay çıkartmayın
siz resmi taziyeleri çok severdiniz
ben sarılıp ağlamayı
şimdi de kendime sarılırım
siz siyahların prensisiniz
içimdeki şehrin katili
ben şiirlerimin prensesiyim, hükümdarlığıma dokunmayın
nasılsa
...gece olunca keser bu şehir bileklerini
karanlıkta,
utanır da örter
pelerinini
kar kaçar bulutların gözlerine
dolar
kırmızı bir y ı l d ı z düşer avucuma
parmaklarımda kanar
ve siz intihar dersiniz…
de_soulmate