Keşke bütün hayaller çığlık atsaydı sık sık,

Şairlerin nefesi mecliste tıkanmazdı.

Yüzlerde güller açar, olmazdı asla asık,

Sultanlarım sancıyla durmadan yakınmazdı.

Şimdi artık mısralar anlatmıyor sevdayı;

Çağlatıyor kalemler bülbülsüzce sedayı.

 

Şairlerin gözüne aniden perde indi,

Arzuların yerine hüzünler otağ kurmuş.

Titreyen gönüllere koyu katranlar sindi,

Bugünüm hızlı hızlı beni canımdan vurmuş.

Şimdi artık mısralar anlatmıyor sevdayı;

Çağlatıyor kalemler bülbülsüzce sedayı.

 

Dile gelen güfteler poyraza teslim oldu,

Yangın yüklü heceler sönüyor sitelerde.

Kalplerde yaşatılan ilhamlar bir bir soldu,

Hekimlerin elleri katran reçetelerde.

Şimdi artık mısralar anlatmıyor sevdayı;

Çağlatıyor kalemler bülbülsüzce sedayı.

 

Takvimlerin yaprağı dert anlatır bu gece,

Şiirler neşesizce esiyor soğuk soğuk.

Cananların elleri yarılmaz hece hece,

Gözlerden sızar durur kor yaşlar oluk oluk.

Şimdi artık mısralar anlatmıyor sevdayı;

Çağlatıyor kalemler bülbülsüzce sedayı.

 

Pervane gece gündüz eline alev alır,

Duyguları haykırmaz, tükeniyor sermaye.

Yaşattığı arzular hoyratça mayhoş olur,

Yandığı seherleri edemiyor himaye.

Şimdi artık mısralar anlatmıyor sevdayı;

Çağlatıyor kalemler bülbülsüzce sedayı.

 

( Mısralar Anlatmıyor Sevdayı başlıklı yazı pervane tarafından 19.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.