Sabahın seherinde
gönle meltem eserken,
Poyrazları getirip
köze ihanet etme.
Nurların,
elemini bıçak gibi keserken,
Şeytanlarla
toy kurup öze ihanet etme.
Boğazın dokuz
boğum, sakın bunu unutma,
Dilinin
peteğine hüsranlarını katma,
Bülbülü yetim
yapıp baykuşlarını tutma,
İsyanları
çoğaltıp söze ihanet etme.
Tövbenin
kapısında durmadan eriyip dur,
Gönlünün
otağına sonsuz sevdaları kur,
Başını büktür
artık, nedir sendeki gurur?
Kanlı yaşlar
dökerek göze ihanet etme.
Bilmez misin
rıhtımdan sessiz gemiler kalkar,
Niçin kalbe
sokarsın dinmeyen korlu inkâr?
Emanet
bedenine ne gün gelecek vakar?
Matemleri çağırıp
yüze ihanet etme.
Pervane’nin
derdini anlayın artık canlar,
Rabbim size
tez günde yetiştirsin dermanlar,
Gönlünüzün
üstünü kapatmasın dumanlar,
Mabedini küstürüp
dize ihanet etme.