DİYARBAKIR'A hizmet eden öğretmenlerimizden Birsen İnal, eğitimci kimliğinin yanında şair yönüyle de herkesin beğenisini kazandı 

 

Çıkardığı ilk şiir kitabı ve etkileyici şiirleriyle de hepimizin gönlünü fethetti. Biz de sizleri Birsen İnal ile buluşturmaya ve merak ettiğiniz soruların cevaplarını bulmaya çalıştık. Sitemiz yazarlarımızdan Nesrin Erdoğmuş'un değerli öğretmenimiz Birsen İnal ile yaptığı bu keyifli röportajı sizlerle paylaşmak istiyoruz.

 

Nesrin Erdoğmuş: Birsen İnal kimdir?

 

Birsen İnal : Merhabalar. Birsen İnal, yitik bir coğrafyada acılarla emzirilmiş, türlü çiçekler yetiştirmeye çalışan bir bahçıvandır. Eğitim emekçisidir. Doğma büyüme dört göbek Diyarbakırlı olup Diyarbakır sevdalısıdır.

 

Nesrin Erdoğmuş: İlk şiir kitabınız ‘İssiz Çıra’, şiirinizde önemli bir imge. Bu şiir kitabını oluştururken ne hissetti Birsen İnal?

 

Birsen İnal : Evet doğrudur "İssiz Çıra", ilk şiir kitabımdır. Neden "İs"siz dedim? Otuz sekiz yıl önce ilk kıvılcımı çaktım "İSSİZ ÇIRA"ya... Diyarbakır Hani Hürriyet İlkokulunda başlayan aydınlatma sürecim Diyarbakır Özel Dicle Fırat Koleji'nde hala sürüyor.Işığım yeterli geldi mi bilmem ama "İS"im olmadığından çok eminim...

 

Bu kitapta her biri ayrı renk ve kokuda çiçeklerim, anam, babam, nenem, evlatlarım, dostlarım, şimdilerde olmayan komşuluklar, dostluklar, paylaşımlar, Diyarbekir küçeleri (sokak), bu sokakların esmer tenli küçük işçileri, acılar, acımasızca katledilen kadınlar, ölümler, ölümlere ağıtlarım ve birazcık da feleğe serzenişlerim var. Barış, kardeşlik ve sevgi baş temamdır...

 

Ne mi hissettim? Çoğu zaman akıtamadığım göz yaşları ve sessiz çığlıklarımla yoğurarak yazdığım bu dizelerle sözcüklerimin esaretten kurtulup özgürlüğüne kavuşması mutluluğunu yaşattı bana..."İSSİZ ÇIRA" aynı zamanda karanlığa sessiz çığlık atanlara da ses olduğu düşüncesindeyim...

 

Nesrin Erdoğmuş: Kendinizi bir şair olarak nitelendiriyor musunuz? Bir şair olarak sizce büyük şiir denilen olgunun kriterleri nelerdir?

 

Birsen İnal : Şair olmak için çok yol katetmek gerekir. Ben bu yolda emeklemeye çalışıyorum.

 

Şiir, neredeyse dilin doğuşuyla beraber ortaya çıkan bir yazın türüdür.

 

Bence şiirin büyüğü küçüğü olmaz. Şiir duygulu söz dizisidir, doğayı etkileyen bir büyüdür şiir...

 

Şiirin müzik ve sesle yakın ilişki içinde olması, estetik bir etkileme gücünün olması, sözcük kirliliğini taşımaması gerkliği herkes tarafından kabul edilebilir kriterlerdir. Şiirin güzelliğini tam olarak görenlerin yüreğinde ve yüzünde, duygu patlamasını görebilirsiniz zira mimikler, gözler şiirde hissedileni yansıtır zaten.

 

Büyük şiir, biraz da büyük şairlerin işidir. Kendini aşmış, ediplerimiz, şairlerimiz yazar bence bahsettiğiniz büyük şiirleri. Büyük şiiri anlaymadığınız zaman muhakemede yapamazsınız, sizi aşar. Zaten hiç bir şair bir kelebeği ya da bir nesneyi anlatırken, direk o nesnenin adını vermez. Sözcüklerle duyguları emiştirerek anlatır size o nesneyi.

 

Şair bildiği dilde yazar ama şiirin dili dini ırkı yoktur diye düşünüyorum. Zira şiir her kültürde işlevsel olarak topluma kazandırılmak istenen değerlerin sözcülüğünü yapmış, yenilikleri tanıtmaya çalışmış, demokrasi ve özgürlük kavramlarının kalıcı olmasında önemli pay sahibi olmuştur.

 

Nesrin Erdoğmuş: Yıllardır şiirler yazdığınızı sizi yakından takip eden şiirseverler çok iyi biliyor. İyi şiir ve iyi şair konusunda bilimsel anlamda kişide oturması gereken değerler neler olmalı?

 

Birsen İnal: Şairim, iyi şiir yazabilirim demek için kültürel değerli iyi bilmek gerekir. Halk kültürüyle iç içe yaşamış, sevgi ve hoşgörüyü ilke edinmiş, gelmiş geçmiş tüm şair ozan ve edipleri okumalı, araştırmalı ve özümsemelidir bence iyi şair. Doğulu, batılı ne bileyim yerli yabancı ayrımı yapmadan... İyi şiir de öznel düşünürüm ben. Beni çok etkileyen bir şiir, sizde hiç bir etki göstermeyebilir. Kişiden kişiye ve anlmaya göre değişir bu olgu.

 

İyi şair iyi şiir yazan kişi midir? Bilmiyorum ama şairlik biraz da Allah vergisi bir şeydir, yetenek de ister. Zira ünlü çağdaş halk ozanı, Ezeli Doğanay Kardeşimin sekiz yılını vererek derlediği bir eseri var bende "ANA DENDİ BACI DENDİ YAR DENDİ" Kadın Halk Ozanları Antololiji, bu kitaba baktığım zaman gördüm ki okur yazar olmayan yüzlerce kadın ozanımzın yüreğinden kopan dizelerle ne şiirler yazmışlar... Gerçi ozanlıkta usta-çırak ilişkisi de vardır. El vermek vardır.

 

Nesrin Erdoğmuş: Türkiye’de şiir üzerine yapılan son çalışmalar sizi zihinsel manada ve duygusal manada tatmin ediyor mu?

 

Birsen İnal : Beni zihinsel anlamda düşüncelere daldırıyor ama duygusal anlamda doyuruyor zira ben de bir duygu girdabının içindeyim...

 

Türkiye'de şiir yazan çok ama üzgünüm şiir okuyan yok gibi...Zaten dosya elimde ustam Şeyhmus DİKEN'e gittiğim zaman, aynısını bana söylemişti."Şiir talihsiz bir sürecin içinde, maalesef şiir okuyucusu yok." Bunu Tüyap Diyarbakır 3. Kitap Fuarında bir kez daha gözlemledim, üzülerek de olsa. Standların başında pırıl pırıl genç şairler gördüm. İmza günü, elinde kalem okuyucu yolu gözleyen. Oysa o kitap o genç şairin geleceği, umutları hayalleridir. Yüreklendirmek gerekir diye düşünüyorum, o kitapta emek var maddi ve manevi...

 

Nesrin Erdoğmuş: Birsen İnal’ın şiiri belli dönemlerde yaşananlara dair bir izdüşüm oldu gibi. Böyle de devam edecek sanırım. Bu konuda bir şeyler söylemek istermisiniz?

 

Birsen İnal : Ben şiir nasıl yazarım? Genelde yüreğim kanarken yazarım. Gülerken yazdığım çok azdır. Bir çocuğun gülüşüne, ağlayışına, bir yok oluşa, haksızlığa, ezilmişiliklere, geçmişime, bir fotoğrafa kısacası yaşanmışlıklara dair hep yazdım. Öyküseldir çoğu. Örneğin "İssiz Çıra"nın 18. sayfasında yer alan ŞAKACIKTAN GÜNEŞ PEMBE DOĞAR MI şiirimi yazmama neden olan dünyalar tatlısı bir öğrencimdir. Birinci sınıf okutuyordum. Son dersteydik, yanıma geldi, elinde küçük bir kağıda yaptığı resmi bana gösterdi. Kağıdı elime aldım, yaptığı resimde tek renk pembe hakim." Bu ne? Güneş pembe olur mu?" dedim. " Neden olmasın ki öğretmenim? Ben öyle istedim. Güneş yarın pembe doğsun, pembe ışınlarıyla dünyayı aydınlatsın, insanlar barış içinde yaşasın istedim..." Yazmam için yeterlidir sanırım....

 

Nesrin Erdoğmuş: Şiir okuyucularına ne söylemek istersiniz?

 

Birsen İnal : Sözcüklerin kuytulara yatmış, öteki yüzleriyle karşılaşmak için şiir okumalarını isterim.

 

Nesrin Erdoğmuş: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

 

Birsen İnal : Size teşekkür ederim Gazete Diyarbakır beni okurlarınızla buluşturduğunuz için. Başlarken de belirtiğim gibi, emekliyorum.

 

Bu süreçte elimden tutan, şiirlerimi kitaplaştırmada bana destek olup, engin bilgileriyle yol gösteren, kadim kentimin güzel insanı, usta kalem, Yazar Şeyhmus DİKEN''e teşekkürür borç bilirim.

 

Her insan farklı renk ve farklı bir dünyadır. Ama bazı insanlar dünyanın en güzel renklerine bürünerek tüm dünyanın meziyetlerini üzerlerinde taşırlar. Eğitimci, çağdaş ressam Mehmet KAPÇAK yaptığı kara kalem resim çalışmalarıyla şiirlerimi adeta taclandırdı. Ona teşekkürüm vefa borcumdur.

 

Beni şiir severle buluşturan Lis Yayıncılığa da Mezopotamya enginliyle teşekkürler...

 

Şiirle kalınız..
 
Nesrin Erdoğmuş: Bu tatlı sohbetle sizi tanıma imkanı verdiğiniz için okuyucular adına teşekkürler Birsen  İNAL...
 
 
Söyleşi: Nesrin ERDOĞMUŞ   01.06.2011
( Birsen İnal'la Söyleşi /// Gazete Diyarbakır başlıklı yazı Birsen İNAL tarafından 1.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.