1
Yahyasız tüttürme
devran, dilde gülsün mısralar;
Aşka meftûn
ol, tutuş sen, kahrı delsin mısralar.
Şehri
meltemler kuşatsın, gül dökülsün mihrine;
Mevsiminden
gelmesin kor, neşve gelsin nehrine.
Tütme
isyanlarla sık sık, şevkle ör bozkırları;
Kalbe yerleşsin
bugün hep hikmetin nur sırları.
Mekke’den
servet gelip dursun, değiştir rengini;
Meskeninden
topla artık dağlanan kor dengini.
Bahçeler
bülbül kuşatsın, güllerim yığsın toyu;
Aşkı sersin
sözlerim, sızdırmasın dipsiz kuyu.
Hasretin
çağlatmasın katran, tutuştur kor gülü;
Kalmasın bağ râyihâsız,
zerk edip dur sümbülü.
Kaygılar toy
kurmasın, bağrında Yahyam solmasın;
Kâbusun şevkiyle
bağban câna hüsran salmasın.
Mihri
süzdürsün gönüller, köşke örsün menzili;
Çağlasın
nurdan segâhlar, kalbe yaksın kandili.
Ustalar sersin
şiirler, toplasınlar mâtemi;
Derdi örtsün
nur seherler, kırpmasınlar meltemi.
Çâresizlik
yığmasın dermanlarım, süzsün heves;
Câna kasvet
sağmayın, bülbüllerim karsın nefes.
İnlesin nur
mâbedim, mihrâba Ahmet zerk edin;
Süzmeyin
gafletle hicran, nûru artık fark edin.
Yahya’nın
bağrında tekrar nur çiçekler çağlasın;
Endülüsler
raks edip dursun, közüm can dağlasın.
Şevke gelsin
korlu deryam, meşkle tütsün meclisim;
Aşkı sersin
nurlu Yahya’m, yankı bulsun hep sesim.
İnleyen Pervâne
alsın Yahya’dan hikmetleri;
Cânı öksüz
yapmayın siz, görmesin kasvetleri.
( fâ i lâ tün
/ fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün / )