Sayın Dinleyiciler:


karanlıkta bırakılmalı dediler tanrı sesleri ve sarnal betimlemesi bir halkın

yarın hep erken ölen kızı için yeni güvenceler sunuldu bir babanın bir avuç toprağına

ve hep aramızda az çok yüksekte konuşmayı tercih etti pek sayın yetkililer

bizim piçimizdi el ayası alın teri göz nuru birde sevgilim kayıtsız bir davut ve mazbatasız

şimdi şaşırmaya ve ürkmeye çağırıyorum senin bilgeliğini

arayan her kemirgenin tez bulduğu ağır ağır bitirdiği bir -yinede gülerim- ateş yakar yaşamak adına

giden bütün çiçekler ondan gitti ve fakat illada yeni çöller arıyor yüreğinden sulamaya

seni gidi uslanmaz seni

...

Yani baylar bayanlar bir şey diyorsam bir şey diyorumdur. Elma diyorsam elmayla tarif etmem gerekmez illaki.. Bana güvenin..

Uzun bir yürüyüş bu sevgilim sen kahveyi soğuk içersin ben kahve içerim. Onda aradığım O'dur. Sende aradığım kim dersin? Hayli zaman sonra güzelliğin anahtarını bir çift gözde bulmamayı öğrenecek insanlık. Geç kalabilir ama hikaye bu ya hadi alkışla mutlu son..


Bu arada kimliksiz adam babasıydı. Ne geyikli gece bilirdi nede elsanın gözlerini lakin bıraksa komşuları, bütün yerlileri bağışlardı. Yarın ölebilir o adam ve sevgilim ben haritasını bitirmiş ama durup bir söğüt altında ben bir söğüt ağacıyım diyememiş Piri Reis gibi kalırım ortada.


Şuda var yaşamı sözcüklerden öğrenmeliydik öğrendik. Bu gün aslında bir şey demem gerekiyor ama senin hazırlığın yok buna.. Bir şey demem gerekiyor sevgilim -kurtuluş insandadır- kanıra kanıra ışığı ve ateşli memesinden güzel günler göreceğiz çocukları. Kasığın ıslak mı değil mi bilmiyorum diyor ah o kumral vadileri bir çıngırak sesiyle dolaşan. Sen değil misin bütün bir şehrin kapılarına birer ekmek bir yudum şarap bırakalım birde o kapılarda kısa sevişelim diyen..Bu arada kısa sevişmemizin ol sebebi İstanbulun pek tuzlu bir kent olmaması sanırım. Ama o hala kanıksayamadı kendi cenaze merasimini. Yağmurlu bir gündü. Hüznün penceresinden sarkıttığı eteğini bir türlü geri toplayamadı kız. Dördüncü kattan bir kırmızı güle uzandı ve...

''Sayın dinleyiciler saatlerimiz on dokuzu gösterirken bu acıklı hikayeden sonra hava ve yol durumuyla birlikteyiz...'' 07.09.2012

( Bir Kırmızı Güle Uzanırken I başlıklı yazı unal--yigit tarafından 9.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.