Pek moda oldu arkadaşlar, sanat kelimesini olur olmaz yerlerde kullanmak. Eskiden ilkokul ile ortaokullarda ki tartışmalarda gruplar karşılıklı tartışırdı bilirsiniz siz de ''Sanat sanat için midir, sanat toplum için midir?'' anlamsız ve bir o kadar da gereksiz tartışmalardı aslında. İnsanları serbest bırak kardeşim kim ne için yapıyorsa yapsın icra ettiği sanatı. 


Basın yayın organlarından zaman zaman takip ediyorum yazılanları. Futbolcu dostumuz, futbol sanatının inceliklerini en ince ayrıntısına kadar gösterdi. Vay be! Futbol spordan çıkıp da ne zaman sanat oldu anlaması zor. Yemek sanatının bütün inceliklerini ''Ellerine Sağlık Abla'' diye bir kitapta toplayan Emine abla ''Halkıma birazcık faydalı olabilirsem yemek sanatı konusunda, kendimi bahtiyar hissedeceğim.'' demektedir. Vay vay vay! Demek ki sekizinci sanattan sonra, dokuzuncu, onuncu, on birinci hatta on ikinci sanatlar ortaya çıkmış da bizim haberimiz olmamış...


Hazır giyim sanatının bütün inceliklerini sergileyen ünlü modacı Serhat filankes yaptığı uluslararası defilede ''Bu sanata yıllarımı verdim şimdi de meyvelerini topluyorum.'' dedi... Demiş mi, demiştir mutlaka. Yani alt tarafı hazır giyim ve terzilik bu yapılan uğraş. Asla yapılan işi küçümsediğimiz sanılmasın, ama yapılan işi de bu kadar abartmanın gereği var mı? Sanırım yaptığı işleri sanat olarak adlandıranların bilinçaltında geçmişten gelen bir sanatkâr olma dürtüsü varmış da bunu başaramamışlar gibi geliyor bana...


Çok daha fazla alanlarda abartanlar da oluyor bu sanat işini. Adam taksi şoförü, televizyonda anlatıyor. Araba kullanmanın incelikleri konusunda ahkâm kesiyor. ''Efendim bu iş tecrübe işi, sanat işi, bizler de, sanat icra ediyoruz, kurallara uyacaksın bir kere, sonra kemerini bağlayacaksın, her yerde korna çalmayacaksın ki hastalar rahatsız olmasın, şoför hocasıyım ben ve bu şoförlük sanatını herkese seve seve öğreteceğim'' sürer gider bu böyle...


Dün yakalanan yankesici bilmem kim, cepten cüzdan araklama ve para çekme sanatının inceliklerini polislere anlatırken, basın mensuplarını ve görenleri hayrete düşüren hareketler yaptı. Aman da aman ne sanatmış be, yüz kızartıcı bir sanat sonuçta. Ödülü, beş sene boyunca bilmem ne ceza evin de ücretsiz sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemekleri, tam pansiyon konaklama...


Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sanata ve sanatçıya ne kadar önem ve değer verdiğini herkes bilir. Onun bu konuda tarihe mal olmuş güzel sözleri vardır. Bir iki örnek verecek olursak ''Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.'' yine bir diğeri ''Efendiler, hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz. Fakat SANATKÂR olamazsınız.'' der.


Her sanatın bir takım incelikleri vardır mutlaka. Yapılan sanatların hangisi olursa olsun, eğitimini alan insanlar o sanatta ilerlemek ve bir yerlere gelmek konusunda daha şanslıdırlar. Alaylı ve mektepli sanatçılardan hangisi olursa olsun yapılan iş ulvi bir iştir ve o başarıyı yakalayamayan diğer insanların yapacağı hareket sanatçıyı ve sanatını alkışlamaktan ibarettir. Hepinize saygı ve sevgiler... 
( Bu Sanat Nasıl Bir Şey başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 2/21/2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu