Tabiatı seviyorum gerçekten, biliyorum ki benim gibi birçok insanda seviyor. O kadar ruhunuza dinginlik veriyor ki tabiat inanamazsınız. Denemesi bedava. Hafta sonu çıkın çayır çimene de şöyle serilin yatın sonrada o haftayı nasıl geçirdiğinize/geçireceğinize bir bakın.



Her ne kadar tabiat insanı dinginleştiriyor ise de tabiatta insanı sinirlendiren ruhsuz dengesiz, maganda tiplerde çıkıyor karşınıza. Magandalık derken kısa bir tarifini de yapalım. ''Görgüsüz, kaba, anlayışsız, terbiyesiz ve uyumsuz kimse.'' olarak geçiyor... Her yerde rastlarsınız böyle tiplere. Otobüs duraklarında, seçim meydanlarında, bankada sıranızı beklerken, askerde daha başka aklınıza gelebilecek her yerde. Ne kadar itici ve kabadırlar. Hem konuştuklarında hem de hal ve hareketlerinde... Örnek mi istiyorsunuz davranışlarına, dolu dolu yurdumda. Arabayla giderken dışarıya sigara paketi ya da kola kutusu atanlar. Ağzında balgamı biriktirip dışarıya boca edenler. Cep telefonu ile şehirlerarası otobüslerinde bağıra çağıra konuşanlar. Trafikte ki ufak tatsızlıklardan dolayı ağır küfürleşip işi kavgaya kadar götürenler vs...



Biraz da çocuklardan bahsedelim. Çocuklar ah bu çocuklar onlar üzerine o kadar çok şey yazılmış çizilmiştir, daha ne kadar çok yazılacak çizilecek konu ve materyaller var. Hayatın en önemli kesimlerinden birisidir çocukluk. Eğer ki buluğ çağına kadar olan çocukluk günleriniz çok mutlu ve verimli, sevecen bir şekilde geçmiş ise ileri ki yaşamınızın da çok başarılı geçmesi kuvvetle olasıdır. Sizi yürekten seven bir anne ve baba, bir kardeş, onun yanında sevecen bir dede ile anneanne babaanne, ya da bir dayı teyze, amca bu yakın akrabaların hepsi ileri ki yaşamınızda en azından bir kaçı size rol model olacaklardır...



Seksenli yıllarda çok pikniklere giderdik yakın akrabalar ile ne güzeldi o pazar hafta sonları gittiğimiz piknikler. Kaynaşır hasret giderirdik. Ankara'nın otuz kırk kilometre dışarısında güzel çayırlık çimenlik yerler vardı. O pazar günü piknikleri önümüzde ki bir haftayı daha moralli geçirmemize vesile olurdu. İlk araba kullanmayı on iki on üç yaşlarında o pikniklerde, çayır çimenlerde öğrendik. Şimdi bakıyorum çoğu yerlere binalar dikiliyor. Böyle nefes alabileceğimiz alanlarda git gide daralıyor. İnsan nüfusu hızla artıyor, kaynaklar da nispeten azalıyor. Herkes eşit derecede dünyanın nimetlerinden yararlanamıyor. Yoksulluğu ve sömürüyü yeryüzünden kaldıramadığımız müddetçe çatışmalar her zaman için olacaktır insanlar arasında. Ne diyelim Allah zalimlere ve bazı zenginlere, insaf versin de paylaşmayı becere bilsinler. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine... 

( İnsan Üzerine Çeşitlemeler - 2 - başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 22.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu