Def-i mefasid celb-i menafiden evladır.”(Mecelle)

Maslahat (menfaat / faydalar) ve mefsedet (Mazarrat / zararlar) İslam hukukunda önemli bir yer tutan iki kavramdır. Bunlardan maslahat, iyileşme, düzelme, elverişli bulunma, yarar, menfaat ve iyiliğe vasıta olan şey anlamına gelirken; mefsedet ise, bu kavramın tam zıddı anlamları ifade eder.

 

“İyi, güzel ve faydalı şeylerin ortaya konulması mı daha öncelikli ve evladır, yoksa kötü, çirkin ve zararlı şeyleri ortadan kaldırmak mı daha evladır?” meselesi tartışıladursun, yukarıda verdiğimiz Mecelle kaidesi, son noktayı koymuştur. Tıpkı “Kelime-i Tevhid”deki nefiy ve ispat cümlelerinde olduğu gibi; öncelik, olumsuzlukların ortadan kaldırılıp iyiliklere zemin hazırlanması şeklinde tezahür etmektedir.

 

İnsanın fıtratında iyi ve kötü ile hayır ve şerrin altyapısı mevcuttur. Velâkin hem nefis ve hem de gönül iyi, hoş, faydalı ve güzel şeylerden zevk alır, memnun olur. Buna mukabil kötü, çirkin, zararlı ve tiksindirici şeylerden rahatsız olur…

 

Bugün “Barış için savaşıyoruz” diyenler, bunu ortalığı yakıp yıkarak mı, insanları, asker ve polisleri öldürerek mi, hendek kazıyarak mı, ulaşım ve iletişim için engeller oluşturarak mı sağlayacaklarını düşünüyorlar acaba?

 

Şayet bu şekilde tehdit, şantaj ve sindirme yöntemiyle veya terör estirerek barış sağlansa bile sürdürülebilme şansı ne kadar olabilir ki?

 

Huzur ve barışın zemin bulabilmesi için, terörün ortadan kaldırılması mecburiyeti vardır. Hem de kökü kazılıncaya kadar…  Ya değilse tedirginlik ve tesadüfler içerisinde yaşamak hiç kimseye rahat vermez!

 

Bir nevi Kelime-i Tevhid’in de yansıması olan mecelle kaidesinin tersine hareket edip, plan, proje geliştirerek akla ziyan eylemlerle güya barış istediğini ve barıştan yana olduğunu iddia edenlerin trajikomik serüvenlerini o kadar çok izledik ve gördük ki!

 

Amerika, Ortadoğu’ya barışı ve demokrasiyi yerleştirmek üzere yola çıkıp gelerek yıllardan beridir Müslüman öldürmüyor mu?..

 

İsrail, barış istiyoruz diyerek, kendi ülkesini savunan Filistinlileri terörist ilan edip sürekli katletmiyor mu?..

 

Ülkemizde de birileri kırk yıldan beri “Barış ve kardeşlik” istiyoruz diyerek elli bine yakın insanımızı öldürüp binlerce asker ve polis şehit etmedi mi?..

 

Kahrolası ikiyüzlü insanlar ve ülkeler öteden beri hep var olagelmişlerdir. Nitekim kutsal kitabımızda Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

 

“Onlara: 'Yeryüzünde, ülkede nifak çıkararak, kâfirlerle işbirliği yaparak, müminleri bölerek fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın' denildiği zaman; 'Biz düzen sağlayıcılarız, ıslah edicileriz, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkileri düzgün yaşayanlarız' derler. Aldanmayın, onlar, asıl onlar Allah’ın emrine karşı gelmeleri, isyanları sebebiyle bozguncudurlar. Fakat yaptıklarının farkında değiller.” (Bakara Suresi, 11, 12)

 

Geldiğimiz ve bulunduğumuz konum itibariyle barış maskesiyle mefsedeti, mazarratı, yani fesadı, yani bozgunculuğu, yani günümüzün ifadesiyle terörü savunan ülke, aydın, akademisyen ve siyasilerin niyetlerinin üzüm yemek olmayıp, aksine bağcıyı dövmek olduğu açıkça görülmektedir…

 

Kalpleri müsterih olmadan (kötü) niyetlerini gerçekleştirenlerin akıbetinden korkulur vesselam!..

 

 
MFK 

 

( Maslahat Ve Mefsedet başlıklı yazı MFK tarafından 3.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.